Gemilerin olduğu yere doğru ilerledin.Vardığında yanında 3 kılıç olan senin yaşlarındaki biriyle bir marine tartıştığını görüyorsun.Ne tartıştıklarını anlamak için yeterince yakına gidiyorsun.Marinenin arkası sana dönük ve kılıç ustasına ''Duyduğuma göre buradaki tekne sahiplerini ucuza sana tekne satmaları için rahatsız ediyormuşsun.Doğru mu?'' diye soruyor.Kılıç ustası ise ''Asıl sen şu an onları rahatsız ediyorsun!Ben hiç bir şey yapmadım ve burada tartışarak herkesi rahatsız ediyorsun.'' diye bağırıyor marineye.Tartışma giderek büyümekte...

Kılıç ustası ''Ne gemisi be?Benim gemi yok ki?Gemi almaya çalışıyorum zorla milletten ama ucuza veren yok.Sende para varsa birleştirip alabiliriz.Neden çalmadın diye sorarsan tek başıma riske girmek istemedim yakalanırsam kaçamam diye.Evet ne diyorsun?Paran varsa birleştirip alabiliriz.'' diye bol sorulu bir cevap veriyor sana.Ona bir tekne çalma konusunda ısrar edebilirsin...

Haru gittikçe hoşuma gitmeye başladı. Aslında çok komikti bana ağzında lokmalarla ''Şey olsa daha iyi olur.Sarı saç korsanları.Saçların baya sarı ya ondan dedim.'' dedi. Ben kahkahalarla birlikte. "Tamam Haru nede olsa seninde saçların sarı. Bak işte ilerlemek için ilk 2 adımı attık. Birincisi ilk tayfa üyesiki sen oluyorsun ikincisi tayfanın ismi onuda sen buldun üçüncüsü ise tayfanın gemisidir onu ben halledicem senin az biraz yardımınla dördüncüsü ise tayfanın bayrağı. Bu dördünü tamamladıkmı denize açılabiliriz." dedim ve Harunun ne diyeceğini bekledim.

Aradan 3 yıl geçmişti... Ne güzel günlerdi onlar. Sokaklara tam alışmışken artık korsanlığa başlamam gerekecekti. Vayy bee. Her neyse artık yaşamımın en zor dönemlerinden biri olan korsanlık döneminin ilk adımını atacaktım. Hemen yola koyulmalıydım. Ama ilk önce ne yapmalıydım. Artık getir götür işleri yapmak istemiyordum. Hemen limana koşar adımlarla yol aldım ve aklımdaki hedefimi yola koymalıydım. Limanda hem bir tayfaya katılmak isteyen biri vardır veya güzel bir tayfa vardır. Bu ikisini bulamassam bile belkide bir gemi çalabilirim. Aslında en aklıma yatanı güzel bir tayfa bulmaktı ama nereden bulabilirdim. Off kafam karmakarışıktı. Her neyse limana vardım ve şöyle gemilerin olduğu yere doğru ilerledim.

Kılıç ustasının yüzünde sen ona göz kırpınca şaşkın bir ifade oluşuyor.Sonra da ''Evet duydunuz ben zaten bir gemi aldım ve sorun çıkarmadım'' diyor.Marine ise ''Keh..Tamam tamam anladım ama bir daha böyle bir şey duyarsam sadece tartışmayız diyor'' ve yanınızdan ayrılıyor.Kılıç ustası tekrar sana dönüp ''Neden böyle birşey yaptın?'' diye soruyor.

Off yaa zaten bende de şans yok. Tam umutlanmıştım ki adamda gemi yokmuş. Bana bir sürü soru sordu. Hepsinin cevabını verdim "Para mı? Ne parası? Para olsa senden gemi istermiyim. Hem ayrıca ben gemide çalabilirim. Meyvemin bana vereceği çeviklik ve hızla birlikte güzel bir gemi çalabilirim ama bana gerekli olan şey bir tayfa elemanı buda sen olabilirsin." dedim. Sonra birkaç saniye düşündükten sonra "3 kılıcın var sanırım kılıç ustasısın benimle birlikte tayfa kurmaya hazırsan gel birlikte gemi çalalım, ama istersen 2mizede gemi çalıp herkes kendi yoluna da yapabiliriz." diyorum ve adamın gözlerinin içine bakıyorum.

Adam düşünceliydi. Adamın düşünceli oluşu gözlerinden okunuyordu adeta. Beni bir lokantada birşeyler yemeye davet etti. Davet ondan geldiğine göre sanırım ısmarlayacaktı. Bu genç benim tayfamdan biri olacaktı yada belki fikrinden vazgeçebilirdi ama vazgeçmesse benimle denize açılacaktı o yüzden bu daveti kabul etmeliydim. Gence hemen cevabımı verdim "Tamam kabul ediyorum fakat söylediğim gibi bende para yok eğer hesabı sen ödeyeceksen." dedim ve gencin cevabını bekledim. Eğer kabul ederse yolda giderken nasıl çalmamız gerektiği hakkında konuşacaktım.

Kılıç ustasının parayı ödeyeceğini duyunca çok sevindim sonra bana yolda ''Ee?Nasıl yapacağız işi?'' diye sordu. Bende hemen adama planımı anlattım "Bak gece saat 1-2 gibi limana gelicez ama elimizde çekirdek kola tarzı şeyler olacak. Normal biriymişiz gibi göstericez kendimizi. Sonra kimsecikler olmadığı bir vakit çalmak istediğimiz geminin içine girmicez ama incelicez sonra ipini kesip onu kaçırıcaz. Biri görürse onlara yarın bu gemiyi alıcaz bu gecede deneme sürüşünü yapıyoruz diyeceğiz. Eğer neden gece yapıyorsunuz derlerse. Gece gemi sürmek gündüzden daha zordur eğer bir gemiyi gece rahatca sürebiliyorsanız onu hemen alın diyeceğiz." dedim. Kendimden emindim çünkü bu planın her ayrıntısını düşünmüştüm. Adamın gözlerinin içine bakarak "Ee nasıl buldun planımı?" dedim.

Lokantaya gittik bana planım hakkında güzel şeyler söyledi. Belliki kafasına yatmıştı bu konu. Hemen sonrasında siparişlerimiz geldi. Bu vakite kadar birşey yememiştim. Biraz acıkmıştım hemen yemeği yemeye başladım. Yemeğin tadı çok hoştu. Biraz yedikten sonra tayfamın ilk elemanı bana ''Bu arada ben Haru.İsmimizi bilsek iyi olur değil mi?'' diye ismimi sordu. Harunun yüzüne bakarak "Benimde adım Çaça. Yaşadığım olaylardan sonra marinelerden nefret etmeye başladım. Bu yüzden orada seni marineden kurtardım. Seninle birlikte bir sürü yoldaş bulucağız ve denizlerin tek hakimi olacağız." dedim. Yüz ifadesi ve davranışları ile çok hoşuma gitmişti bu Haru. Sonra biraz daha yemek yedikten sonra Haruya döndüm ve "Haru tamam tayfayı kurduk ama tayfamızın bir ismi yok sen bize güzel bir isim bulabilirmisin? Yoksa ismimiz Çaça Korsanları olsun." dedim ve Harunun bana güzel bir fikirle gelmesini bekledim. Bu arada yemeğimi yiyordum.

Yelkenleri kaldırdıktan 1 saat sonra uzakta bir kara parçası beliriyor.Siz de oraya doğru ilerliyorsunuz ve yaklaştıkça bir ada olduğunu anladınız.Adaya iyice yaklaşıp gemiyi yanaştırdınız.Etrafa baka baka gemiden iniyorsunuz.

RP OUT: Daha fazla yazacak bir şey olmadığı için burda bitiriyorum.

Karakter statları +1
Yetenek statları +1

Ben bu Haruyu sevmeye başlamıştım. Aferim dediğim vakit hemen ipi kesti, planım müthişti hiç vakit kaybetmeden denize açılmaya başladık. Kimsecikler bizi görmemişti. Ne çaldığımızı biliyorlardı nede başka birşey. Haruyla birlikte biraz daha denize açıldıktan sonra üstümüze yavaştan bir yorgunluk çökmeye başladı.
Haru döndüm "Haru bana biraz yorgunluk çöktü sendede varmı yorgunluk." dedim. Haru yavaşca kapasını oynattı, onaylıyordu, oda yorgundu. Gece 1'e kadar uyumamıştık Haruya döndüm "Haru ben yatıcağım eğer sende uyumak istiyorsan uyu." dedim ve Haruyu beklemeden geminin içindeki yatakların olduğu bölüme gittim ve uyudum acaba Haru da benim gibi uyuyacakmıydı yoksa gemiyimi kontrol edecekti meraklıydım.

Uyumuştum sonrada uyandım. Havaya baktım gecenin karanlığından eser kalmamıştı kavurucu bir sıcak vardı. Sanırım öğlen vaktiydi. Kalktım ve güverteye çıktım. Çok güzel bir gemiydi bu gemi. Güverteye çıktığımda canımı sıkan bir olayla karşılaştım ama belkide canım sıkılmayacaktı.
Haru bana sırtı dönük bir şekilde denize bakıyordu. Acaba denize bakmaktan zevkmi alıyordu yoksa birini özlemişti. Belki biraz huzur bulurum diye yanına oturdum. Denize bakmak beni rahatlatıyordu. Aklıma bana meyvemi veren korsan geldi geçmişimi hatırladım ve gözlerim dolmaya başladı. Haruya döndüm ve "Haru ne olduda buraya geldin yoksa uyumadınmı?" dedim. Harudan bir cevap gelmeyince bir soru daha ekledim "Deniz çok huzur verici değilmi?" dedim ve Harunun cevaplarını merakla bekledim.