Sözlerinin üzerine kız "Hiç bir şey vermeyeceğim sen kim oluyorsun!" diye sessiz bir biçimde seni azarladı."Ben bu elmasları bulup kazdırmak için gemimizi ne kadar çalışarak yönlendiriyorum biliyor musun?" dediği yalan da olsa kızın rotacı olduğu belliydi.

Lokantaya gittik. Harunun parası bitene kadar karnımızı doyurduk. Artık çulsuzduk. Hemen bir yerlerden para yada tayfaya parası olan yeni bir üye almalıydık. Bunun için en iyi yerin liman olduğunu düşündük

Limana doğru yol almalıydık. Hesabı Haru ödedi sonrada bana parasının bittiğini söyledi. Bende ona "Haru gel limana gidelim. belki tayfa arayan birini bulabiliriz belkide bir sürü para" dedim. Sonra yola koyulmaya karar verdik. Karnımız toktu ve enerjimiz tam yerindeydi olası bir dövüşte tüm gücümle savaşabilirdim ama Haru öylemiydi bilmiyordum. Bu sırada limana yaklaşmaya başlamıştık.

Limana varıyoruz. Vardığımızda ince ses tonuyla bir kız bağırıyor "Elmas kaplama bu bilezik sadece 3 beli!" diye. Ulan elmas kaplama olsa 3 bellimi olur diye düşünüyorum ama insanlar öyle düşünmüyor yoğun talep var.

Neyse bu bizi ilgilendirmez diyemiyorum çünkü yardım etme isteği geliyor içimden. Gidiyorum kızın olduğu yere ve bakıyorumki bilezikler sahte. Bu kız dolandırıcı ama söylemiyorum. Kızın kulağına yavaşca fısıldıyorum "Hanımefendi siz bu bileziklerin gerçekten elmas olduğuna inanıyormusunuz." diyorum sonrada biraz durup "Eğer gerçekten işlerinin umduğun gibi gitmesini istiyorsan kazancının yarısını bana vereceksin." diyorum böylece para kazanmış olacaktım ama içinde büyük bir tedirginlik vardı çünkü bu kızı koruyan biri olabilirdi. Hala kendimi çok güçlü hissetmiyordum ama Haru o cüssesiyle bayağı güçlü gibi gözüküyordu.

Kız ilk önce bana sert çıkacak gibi durdu ama sonra gülmeye başladı. Tezgahtan ayrıldı ve "Macera mı?Peki bu macerada para da var mı?Dediğin gibi rotacıyım ama ben parama bakarım" dedi. Tam tayfama üye alıyorum derken kız paragöz çıktı.

Bir an önce kızı bir şekilde tayfaya almam gerekiyordu. Belki şimdi kandırmalıydım sonra bize alışınca belki tayfadan çıkmak istemezdi. Kıza döndüm "Bak eğer tayfama katılıp tayfanın rotacılığını üstlenirsen seninle birlikte hazine arayışına çıkabiliriz." dedim. Aslında böyle birşeyi yapabilirdik. Güzel bir hazine bulursak çok iyi olurdu. Kıza teklifimi böylece yapmıştım belkide tayfama katılırdı.

Yine başı belalı birine rastladım çünkü kızın sözleriyle başının belada olduğu belliydi bana "Gidemem anladın mı?Beni öldürürler" dedi.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum Haruyla biraz kenara geçtik ve konuştuk. Biraz konuştuktan sonra Haruyu ikna edebilecek şeyler söyledim. Kıza yardım edecektik, ama kızdanda bir isteğimiz olacaktı. Kızın olduğu yere doğru gittik ve kıza "Eğer başında belan varsa onu halledebiliriz ama bir şartım var." dedim bunları söylerken kızın gözlerine baktım ve vurguladım "Koşulsuz şartsız tayfama katılacaksın." dedim. Acaba kız bana ne diyecekti. Kabul ederse belalıları neredeydi. Güçlülermiydi. Aklımı bir sürü soru kurcalıyordu.

Kız onlara karşı şansımızın olmadığını düşünüyordu ama ben ya hep ya hiç hesabından yoluma devam ediyordum. Kız bizi kocaman bir kapının önüne getirdi ve bize "Dışarda bekleyeceğim" dedi. Belalıları ağa gibi birşedi sanki buralar onların gibiydi. Ayrıca kapıda dövülmüş 2 kişi vardı.

Ne yapmalıydım. İlk önce güzel bir plan kurmalıydım hemen belalıların önüne çıkarsam kolay yem olabilirdim o yüzden adım adım ilerlemeliydim. Kıza döndüm ve "Merak etme bu işi dostum Haru ile birlikte halledeceğiz." dedim. Sonra aklıma kapıdaki dövülmüş 2 kişi geldi. Onlardan gidip belalılar hakkında bilgi alabilirdim. Büyük ihtimalle bu 2 kişiyi belalılar dövdürmüştü. Hemen onların yanına gittim ve sessizce "Merhaba. Sizin yardımınıza ihtiyacım var. Sanırım sizi buradakiler bu hale getirdi. Eğer bana onlar hakkında bilgi verebilirsen onların hakkından gelebilirim." dedim. Adam acaba onlar hakkında bilgi verecekmiydi? Yoksa adamlar çokmu güçlüydü? Offf kafamı yine bir sürü soru kurcalıyordu, aklım darma dumandı...

Planın işe yaradı ve Goro bağırarak yere düştü.Sol omzuna gelmişti pençen.Ama adam çok dayanıklıydı ve geri kalktı.Yere doğru yumruk attı, yer çatlayarak ve kırılarak sana doğru geliyordu.

Goro

Spoiler

Saga

Spoiler

Taşlar adama geliyor ama sanki hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor."Chita Chita One Hundred Punchs." saldırını yaptın ama Goro da sana vuruyordu.En sonunda onu geri düşürmeyi başardın ve hemen doğrulup seni ilk önce yere çarptı sonradan da yukarı fırlattı.Kalkıp "Chita Chita Storm Punchs." saldırını yaptın.Bu kez gerçekten kötü yaralanmıştı."Seni piç" diyerek dönüşmeye başladı.Gorile dönüşmüştü.Yeri goriller gibi sinirden yumruklayarak sana doğru koşmaya başladı.Saldırsan da etki etmiyordu sanki seni yerlere çarpıyordu...

Adamalara meydan okuduk onlarda patlamaya hazır bomba gibiydiler. Hemen Saga bana saldırdı ama ben onla çarpışacak kişi Haruydu. Tam kesildim derken adam birden durdu. Onu Haru durdurdu. Sonra Saga Haruyu kenara fırlattı arkasından gitti Haruyu kurtaracaktım ama birdenbire üzerimden Goronun geldiğini gördüm.

Off ne yapmalıydım aklıma güzel bir plan gelmeliydi. Hemen ilk aklıma gelen şeyi yapmalıydım. Haru onu durdurabildiyse birazcık kendi başına kalmalıydı bende kendi derdimi çözmeliydim. Adam tepemdeydi planım şuydu hemen çita formuna geçecektim ve sonra adama doğru sıçrayıp sol elimle yumruk atar gibi yapıp ama sağ elimle bir pençe saldırısı yapacaktım. Planımı devreye sokmak için hemen çita formuna dönüşüp sıçradım ve planımı uygulayacaktım.

Heytt be bende güçlüymüşüm. Koskaca Quado adasının agası düşürmeyi başardım. Ama bu adamın özel silahını unuttum ve adam birden gorile dönüştü. Ne yapmalıydım. Hiçbir saldırı işe yaramıyordu...

Hemen plan kurmalıydım yine ilk aklıma gelen şeyi yapacaktım. İlk aklıma gelen şey gorillerin yavaş hareket ettiği, çitaların ise çok hızlı hareket ettiği. Taktiğim şuydu: Gorilin zihnini karıştıracaktım. Basit birşey gibi gözüksede aslında zordu. Goril bana saldıracakken çita formunda aralardan kaçacaktım ve yumruğu yere gelecekti bu sayede yerden yükselen taşlar ona çarpacaktı arada sırada dikkati dağıldığında yumruklar ve tekmeler atacaktım en sonunda ben değil o darbelerle yorulacaktı ve insan formuna geçmek zorunda kalacaktı insan formundayken işi kolaydı, kaslı gibi gözüküyordu ama onu kolaylıkla yere düşürebilmiştim. Sonra aklıma bana "Seni piç" dediği geldi. Sinirim birden fırladı ve adama "Demek bana piç dersin haa. Sana birşey söyleyimmi. Benim anamda babamda belliydi ama birazdan anan baban belli bile olsa seni tanınmayacak hale sokucam" dedim. ve o sinirle koşmaya başladım planımı uygulayacaktım ve başlangıç için onun yumruk atmasını bekledim koşarken Goro ya "Hadi atsana yumruk hadi" diyordum ama gerçekten çok sinirliydim ve çok hızlıydım acaba yumruklardan kaçıp ona saldırabilecekmiydim? Bu sırada Haruya döndüm baktım ve toz bulutu içindelerdi belliki bir çarpışma vardı ama Harumu kazanıyordu? Onu kaybetmek istemiyordum.

Planım yine işe yaramıştı hemde tam istediğim gibi. Hem Haruda ölmemişti. Ama Haru benim yanıma doğru ayaklarını sürüyerek geldi ve "Nasıl gidiyor?" dedi fakat bunları söylerken Saga da ona vurmaya çalışıyordu.

Haruyu kurtarmam gerekiyordu, hemen onu kenara fırlattım ve kendimde sıçradım. Sonra havada döne döne Goroya tekme atmaya kalktım bu sırada sıçrarken Haruya "Gayet iyi." dedim ayrıca tekmeyi atarken Goroya "Bak dostum pes et yorulmaya başladın pes et ve senden isteceğim şeyleri yap." dedim. Adamın kafasına doğru inmek üzereydim ama acaba benim alıp yeremi çalacaktı yoksa darbem işe yarayacakmıydı. Yoksa Goro pesmi edecekti. Offf şu sorular hep kafamı kurcalıyor...

Saga ölmemişti fakat çok kötü durumdaydı.Haru kızı getiriyor.Kız onları yenebildiğiniz için şaşkınlık içerisinde.
Goro "Seni pislik demek bizi sen dövdürttün ha!İntikamımı alacağım" gibi tehtid dolu şeyler söylüyor.Sonra sen onun boğazını sıkmaya başlıyorsun.Bıraktığında nefes nefese "Tamam git! defol nankör şey seni!" diyip rotacınızı serbest bıraktığını açıklıyor.
Geminin yolunu tutuyorsunuz.Kız "Çok teşekkür ederim.Beni zorla çalıştıran adamlardan kurtardınız bu arada ben Oki."

Planlarım art arda tutuyor ve Goroyu yenmeyi başarıyorum sonunda. Ehh artık işimiz kolaydı çünkü Goroda Sagada yerde ve kan revan içindelerdi.

Hemen Goronun yanına koştum ve Elimle boğazına yapıştım, sonrada konuşmaya başladım "Artık yenildin ve dediklerimi yapmak zorundasın." sonra Haruya bir göz işareti yaptım ve seslendim "Öldürmedin değilmi Sagayı." dedim. Sonrada biraz durdum Goronun kulağına eğildim ve "Limanda sahte elmas satan bir kız var ve bu kız senin emrin altında o kıza ve bu adaya rahat vereceksin yoksa gelir yine seni bir güzel döverim anladınmı beni dedim." ve Goroyu sert bir şekilde yere attım. Sonra Haruya döndüm ve "Hadi! Haru git ve şu limandaki kızı getir bunların ona söz vermesi gerekiyor bizimde bir rotacı bulmamız." dedim. Sonrada Sagaya baktım gerçekten "Kelepçe Kesişi." adlı saldırı ona bayağı zarar vermişti. Sagayıda Goronun yanına getirdim onlara ben göz kulak olacaktım o sıradada Haru limandan daha adını bile bilmediğim ama tayfama katılmasını umduğum o kızı çağıracaktı.
rp out:Bu sırada çita formundayım.

Off herşey iyiydi bide şu karnımızın acıkması olmasaydı. Aramızda yemek yaptık ama tadı pek kötüydü.

Aklıma bir fikir geldi. Haruya ve Okiye döndüm ve "Çocuklar aramızda yemek yapmayı bilen yok sanırım ve bunu az önce gördük. En iyisi rotacımız Oki bizi yönlendirsin ve yeni bir adaya gidelim oradada bir aşçı buluruz." dedim. Sonra biraz daha düşündüm "Hey! Çocuklar eksiğimizin biride bir doktor. Doktorumuz ve aşçımız olursa çok güçlü bir tayfa olabiliriz." dedim ve mutlulukla yelkenleri indirdik. Acaba Oki bizi nereye götürecekti çok meraklıydım.

Ne yapmalıydık acaba Oki bize "İlerde bir gemi var!" diye bağırdı.

Off ne yapmalıydım bilmiyordum hemen Haruya döndüm ve "Haru ne yapalım kenardan geçelimmi yoksa ilerdeki geminin ne olduğuna mı bakalım? Belki içinde aşçı veya bir doktor vardır. Bakmaya değer değil mi?" dedim. Haruda onaylar gibi kafasını salladı. Oki ye döndüm ve "Hedefimiz karşıdaki gemidir yanına doğru ilerle Oki çabuk." dedim Okide bana "Tamam kaptan." dedi ve gemiye doğru ilerlemeye başladık.

"Ahahahah! Salak mısın lan sen? Durduk yere neden milletin gemisinden aşçı alıyorsun?Gel de geberteyim seni." adam korkmamıştı.

RP Out: Almayacaksın

Offf bela benimi buluyordu hep yoksa ben mi belayı bilmiyorum ama yine başımda bir bela vardı. Adam korkmamıştı ve bana "Ahahahah! Salak mısın lan sen? Durduk yere neden milletin gemisinden aşçı alıyorsun?Gel de geberteyim seni." dedi.

Off yine başıma bela alıyordum ama kaçamazdım bu dövüşten. Sonra adama döndüm ve "Cesur birisin ama sana bir önerim var eğer elinde bir aşçı veya doktor varsa söyle gereksiz yere savaş yapmaya hiç niyetim yok." Sonra biraz daha toparlandım kaşlarımı çattım ve savaş formuna geçtim. Adamın herhangibir ani karşı tepmesinde hiç acımadan saldıracaktım zaten adamın tipinide hiç sevmemiştim(söylediğin kadarıyla.) Adamın gücü hakkında pek bir bilgim yoktu ama bu adamı yenebileceğimi düşünüyordum.

Artistliğin sonu budur işte. Sadece kolay bir hamlede uçtu gitti ve bayıldı. Bende bu adamı birşey sanmıştım. Sonrada bu adamın ezikliği yetmiyormuş gibi birde arkasından adamlar benim üzerime "Hey şuna bakın gemiye yabancı biri girmiş, meyvesi de var!" diyerek geliyorlardı.

Onlardan bir şekilde kurtulmam gerekiyordu ama ne yapmalıydım bilmiyordum. Acaba Haruyu devreye soksaydım diye düşündüm sonra kaptanlarının çok güçsüz biri olduğu aklıma geldi ve kendi başıma halletmeye karar verdim. Hemen sıçrayarak bu adamlardan kurtulacaktım sonra aralarındakilerden birini seçip onu pençe darbesiyle yere serecektim. Zaten sayıları azdı ve yenmem kolaydı geri kalanlarada "Chita Chita Storm Punchs" yapıp dövüşü bitirecektim.

Onlarda ilk baştaki tipsiz gibi güçsüz çıktılar ve hemen yıkıldılar. Sonrasında ise biraz düşündüm ve ilk baştaki tipsiz kaptan olamazdı.

Gemi çok büyüktü ve bize en gerekli olan şeyi yani aşçıyı bulmak için mutfağı arayabilirdim. Hemen işe koyulmalıydım. Sonra aklıma oradaki tipsiz geldi. Tipsiz kaptan değildi ama bana yaptığı artistliğe göre tayfada yüksek bir statüsü olmalıydı. Onuda halletmeliydim. Haru ve Okiye döndüm ve "Arkadaşlar siz bunların ağzından laf almaya çalışın bende mutfağa gidip bir aşçı varmı diye bakacağım. Eğer ağızlarından iyi bir laf alabilirseniz onları bırakıp hemen arayışa çıkın yoksa beni bekleyin. Size yinede güveniyorum." dedim ve mutfağı aramaya başladım. Elbet bir tabela gibi belirteç olmalıydı ilk önce mutfağı bulmam gerekiyordu ve ben arayışa hemen çıktım.

Mutfağı biraz arayışın sonunda buldum. İçeri girecektim ama gözlemlemeden girmemeliydim. İçerde bir kaç kişi vardı. Bunlardan 1 tanesi normal kıyafetliydi, diğerleri ise aşçı kıyafetliydi. Olaylardan haberleri yokmuş gibiydi.

Bir şekilde bunları kandırmalıydım. Aklıma müthiş bir plan geldi. Hemen uygulamaya sokmalıydım. İlk önce içeriye girecektim ve artistlik yapacaktım, sonra oradakilere "Buraya yeni tayfa komutanınız olarak geldim. Evet yanlış duymadınız. Şimdi aranızdan kimin iyi olduğunu öğrenmeliyim. Onunla bir gezi düzenlemeyi düşünüyorum." diyecektim. Evet bu şekilde bunları kandırabilirdim. Hemen işlemi gerçekleştirmeliydim. Birkaç saniye içeriyi gözledikten sonra içeri girdim ve "Merhaba arkadaşlar." dedim. Sonrasında ise muhteşem planımı gerçekleştirecektim.

"Zaten anlamıştım" dedi ve dövdüğün kişilere bakarak senden gemini gezdirmeni istedi..

Hmm hiçbirşeyden haberleri yoktu. Bu işte süperdi. Ayrıca aralarındaki en iyi Bei yani normal kıyafetli olandı. Beni merak sarmıştı neden aşçı kıyafeti yoktu.

"Demek en iyiniz Bei hmm." dedim. Sonrasında artist bir şekilde neler yaptıklarına baktım ve sonrasında Bei ye "Bei sen benimle birazcık gelmelisin. Tayfa için yeni elemanlar alacağız ve bunun için aranızdaki en iyi aşçıyı götürmem gerekiyor, sen en iyisiymişsin. Topla o zaman malzemelerini ve hazırlan sen ben ve yoldaşlarım yeni eleman arayışını çıkıyoruz." dedim. Bei yi kandırmalıydım, ama ona dışarı çıktığımızda gerçekleri söyleyecektim. Gerekirse Bei için bütün tayfayla dövüşebilirdim.

Adam gerçekten düşündüğüm gibi zekiydi ve benim planımı anlamıştı çünkü bana "Zaten anlamıştım" dedi. Sonra dövdüklerime baktı ve benden gemimi gezdirmemi istedi.

Bu haber beni çok mutlu etti. Elimden geldiğince Beiyi etkilemeye çalışacaktım. Bir şekilde aklını başından almalıydım. Bunun için planımı yapmıştım. İlk önce Oki ve Haruyu gösterecektim. Bu sırada Oki güzelliğiyle, Haru ise sempatikliğiyle etkileyecekti. Ben ise muhteşem zekam ve gücüm ile adamı etkileyecektim. İlk önce gemiyi gezdirecektim(umarım kırmızıyı seviyordur :) ) sonrasında ise tayfamı tanıtacaktım. Son olarak çita formuna geçecektim ve ona tayfaya katılmayı teklif edecektim.

Düşündüklerini uyguladın ama Bei Haru ile pek anlaşamadı.Aralarında tatlı bir düşmanlık vardı sanki.Umi'yle ise iyi anlaşmıştı.Tayfaya katılmayı teklif ettiğinde "Önce sen kaptanı yen.Kaptanımızdan güçsüzsen sana katılmam" dedi.