Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: Kıvılcım Tayfası: Bebek Adımları ile Tayfa Kurma

Page 1 of 1  sorted by
Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:

Kıvılcım Tayfası: Bebek Adımları ile Tayfa Kurma

Permalink   
 

Küçük gemimde geçirdiğim 3. günümdü. Havada küçük bir esinti.. Denizde nahoş, tuzlu bir koku... Hala bir ada bulamamış, açlıktan saçma saçma hareketler yapmaya başlamışım. Adeta sıkıntıdan kendimi yerlere atıyordum. Çok yanlız ve açtım.. Keşiş tayfasını bırakmakla iyi mi etmiştim bilmiyorum. Belkide bırakmamalıydım. Ama orada sadece yerleri süpüren bir çocuktum. Oysa ki artık büyümüştüm. Artık büyüme vaktim, kendi yoluma gitme vaktim, kendi amaçlarımda ilerleme vaktim gelmişti. O tayfada kalsaydım hep yerleri temizleyen eleman olarak kalacaktım. Ne kadar bana iyi davransalarda hiçbir zaman kendi inandığım yolu takip edemeyecektim. Bu yüzden yolumu ayırmış, yanlız başıma mavi enginlerde, nereye gittiğimi bilmeden takılıyordum. Zordu ama çekilmesi gereken bir dertti. Güçlünün dünyayı yönettiği bir devirde tam olarak bağımsız olmanın tek yolu dünyadaki en güçlü kişi olmaktı bu yanlızlık bunun için küçük bir engeldi. Bunu yerine getirmek için herşeyi yapardım. Dünyadaki en özgür, en hür kişi olmak. Acaba kaç kişi benim gibi bir düşünceyle güç peşindeydi? Tek amacı; kafasına eseni yapabilecek konumda olmak isteyen kaç kişi vardı? Gücü yönetmek için değilde yönetilmemek için kullanmayı düşünen kaç kişi..? Acaba bunları gerçekten merak ediyor muydum, yoksa sadece yanlız kaldığım için triplerdemiydim? Bir çok soru var kafamda, bir o kadarda fazla cevabı.. Yada sadece açlıktan saçmalıyordum .mnakiym. NERDE LAN BU ADA!



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 
Bir süre güvertede oturduktan sonra sol tarafında yemyeşil ormanlarla kaplı bir ada olduğunu fark ettin. Hemen sevinçle geminin yönünü oraya çevirdin. Adaya ulaştığında hiçbir liman görememiştin ve bu senin dikkatini çekmişti. Adanın en yakın kısmına demir attın. Ormandan içerilere doğru ilerlemeye başladın. Ormanda hareket eden hiçbir canlı görememiştin. Bir süre sonra iri bir geyiği gördün ve hemen ona doğru saldırıya geçtin. Geyik korkudan hızlı bir şekilde kaçıyordu. Sen ise büyük bir azimle onu kovalıyordun. Yeterince yaklaştığında Kıvılcım Stili: Derin Kesik diye bağırdın ve Derin kesik saldırını kullandın. Geyik o anda yere yıkıldı. Sen de acı çekmemesi için onu öldürdün ancak geyiği kızartarak yemek istiyordun. Geyiği sırtına almış ilerlerken yerde Denizci işareti olan bir kibrit kutusu buldun. İçi doluydu. Sevinçten havaya uçuyordun bugün şanslı günümdeyim heralde diye düşündün. Sen yerdeki dalları toplarken 3 tane vahşi hayvanın sana doğru geldiğini fark ettin. Bunlardan birisi Aslan, birisi Ayı, sonuncusu ise bir Gorildi. O sırada senin dikkatini çeken başka birşey vardı neredeyse bütün ağaçların içi oyulmuştu ve bazılarının içinde yukarıya doğru çıkan merdiven biçiminde tahtalar çivilenmişti. Kafanı yukarıya kaldırdın. Merdivenli olanların hepsinde ağacın dalına doğru kapı olduğunu fark ettin. O sırada goril ve ayı senin üzerine atladı aslanda avladığın geyiğe gidiyordu.

__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

Out: Biraz hızlı gidilmiş sanki, ayrıca benim kararımı gm belirleyemez diye biliyorum ben. Benim için sorun yokta . Sonuçta ben arkadaş aramaya çıkmıştım, yerleşke olmayan bir adada durmayadabilirdim. Yani ilerde başka üye ile sıkıntınız olabilir diye hatalı bulduğum yönünüzü söylüyorum.

İn: İleride yemyeşil bir ada vardı. Sonunda bir ada çıkmıştı karşıma. Ama sevincim çok uzun sürmedi. Çünkü ada üzerinde insan yok gibi gözüküyordu. Eğer varsada böyle saçma sapan bir adada yaşadığı için muhtemelen onu görmezden gelirdim. Psikolojik sorunları olmasa niye burda yaşardıki bir insan. Neyse acıkmıştım ve ne olursa olsun yemek bulmak için adada durmam gerekiyordu. Dümeni çevirdim. Doğruca adaya gidiyorum..

Adada liman tarzında birşeyde yoktu. Burada insan yaşama olasılığı gerçekten çok düşük doğrusu. Bir limanı bile yoksa bu adaya insan eli değmemiştir. Çok kayalara yaklaşmadan küçük gemimi kıyıya yaklaştırdım ve çapayı salladım denize. Çapanın uzaklığına bakılırsa deniz şuan boyumdan kısaydı. O yüzden direk olarak suya atladım. Biraz yüksekten dik düştüğüm için bacaklarımda ani bir zoklama ve sonrasında uyuşma ile karıncalanma başladı. Gerçekten nahoş bir histi ve açıkçası hoşuma gitmişti bu his. Moronca olan eğlencem tabiki çok uzun sürmedi, birkaç saniye içinde bacaklarım eski haline döndü. Adaya çıktığımda beni bir orman karşıladı. Ağaçlarda yemelik birşeyler yok gibiydi. Ticaret ve toplamacılığın olmadığı bu adada yemek arayışlarında daha eski çağlardan kalma bir teknik uygulamam gerekiyordu sanırım. Avlanma.. Ancak etrafta hayvan da yok gibi görünüyordu ama daha bakınmam lazımdı sanırım.

Biraz gezindikten sonra karşıma iri kıyım bir geyik çıktı. Biraz besiliydi iyi iş görürdü. Biraz sinsice yaklaşıp. Ninja style ında hareketler, taklalar atmaya çalışarak geyiğin yanına ilerledim. Ancak ninja hareketlerinde sıçmamdan dolayı düşüş sesimi duymuş olacak, geyik koşturmaya başladı. Tabi bende arkasından peşledim besili iti. Mesafeyi ayarladığımda "Kıvılcım Stili: Derin Kesik.".. Tekniği uyguladığım anda hayvan yerlebir oldu. Hayvanın ölümü beni üzmüştü ama yapıcak birşey yoktu. Besiliydi ve ben yapmazsam başka bir hayvan yapıcaktı. Ama yinede yerde can çekişen hali beni üzmüştü. Direk boynuna bir kesik atıp, acı çekmesini engelledim.

Herşey güzeldi yemeğim vardı ama şöyle bir sıkıntı vardı. Ben hayatım boyunca avlanmadığım için hiç pişirmeyi falan düşünmemiş yanımda ne çakmak vardı nede kibrit. Sonra hatırladım ki: "Lan benim adım kıvılcım* amk. Kılıcımla yaptığım tekniklerden kıvılcım çıkıyor zaten." Kavga açısından herhangi bir yardımı dokunmasada belki küçük birkaç çalıyı tutuşturmada yardımı olurdu. Bu yüzden çalı çırpı toplamak için ilerledim. İlerlerken yerde bir kibrit kutusu buldum. Kutuda marine simgesi vardı. Dedim hass... Bu adada marinelerin ne işi olur. Sanırım hareketlerime biraz daha dikkat etmeliydim. Daha küçük ve sessiz adımlarda ilerlemeliydim marineler hala burada olabilir sonuçta. Çalı çırpı toplamak için eğilmiştim. Dom alır pozisyondayken arkamdan bir hırlamalar, bir ayak sesleri... Tekrar bir hass... çekip. "Ulan.. Delikanlılığa sığar mı lan. Şurda iki çalı çırpı topluyoruz yaptığınız işe bakın." Hırlamalardan hayvan olduklarını anlamam gerekiyordu. Ama anlamamazlıktan gelip saçmalamıştım. Hayvanlardan biri ayı biri aslan biride goril idi. Lan ne oluyoruz. Bu hayvanlar farklı farklı ormanlarda boss takılıyor olması lazımdı. Hepsinin ortak çalışıcağını hiç düşünmemiştim. Ayrıca ağaçlarda oyuklar, kapılar ve merdivenler vardı. Bu insanın şimdi mi dikkatini çeker diye kızdım kendime. Bu hayvanlarda bir iş vardı. bir ortaklık, bir takım ruhu vardı. Hatta stratejileri bile vardı. Ayı ve goril benim üstüme gelirken aslan salaktan geyiğe gidiyordu. Vay çakal vaay. Yani aslanda, bir çakal kadar zekiymiş. Önce şu ikisini halledip aslanıda geyiği kapıp kaçmadan alt etmem lazımdı. Bana doğru gelen ayı ve gorile biraz bakıp konumlarına göre strateji belirleyecektim. Bana doğru ilk gelene Kıvılcım Stili: Derin Kesik uyguladıktan sonra diğer gelenin saldırısının zamanlamasına bakacaktım. Eğer zamanım yoksa saldırısını kılıcımla engelleyip Kıvılcım Stili: Kontra Atak uygulayacaktım. Eğer zamanım varsa onada Derin Kesik atacaktım. Normal kılıcımla kesik atsam belki bu hayvanların kalın derisini geçemezdi ama derin kesik tekniğimin olayı bu zaten. Bu yüzden kendime güveniyorum. Birkaç hayvan bana asla engel olamaz. İzin vermem..

 

Out2: *: Sparklez daki Spark kıvılcım demek adım bu olayı ondan kaynaklı..



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 

Gayet başarılı bir biçimde derin kesik tekniğini uygulamıştın ancak hayvanlara karşı neredeyse hiçbir etkisi olmamıştı. Daha sonra iki hayvana karşı da konta atağını kullandın. Bu hareketin onları biraz yavaşlattı. Sen telaşa kapılmıştın. Hatta hayvanlara saldırının etkili olmadığından dolayı biraz endişeliydin. Önünde 4 seçenek vardı. 1.Var gücünle koşup adadan uzaklaşabilir veya ormanın derinliklerinde saklanabilirdin. 2.Ağaçlardaki oyuklardan içeri girip yukarıya çıktıktan sonra adanın çevresinde göz gezdirebilirdin. 3.Hazır fırsatını bulmuşken aslanı öldürüp etini geri alabilirdin. 4.Hayvanlarla yeniden yüzleşip onları yenmeye çalışabilirdin.



__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

Out: Geçen rpmi şimdi okudum çok fazla hata varmış üzgünüm.

İn: Derin kesiğimi düzgün bir biçimde uyguladım ancak bir sıkıntı vardı. Hayvanlarda neredeyse bir çizik bile yoktu. Bu nasıl olabilirdi? Bunun şaşkınlığıyla afalladım. 2. derin kesiği yollamadım ve bana doğru gelen saldırıları savuşturarak kontra atak saldırımı uyguladım. Bu saldırıyı daha yakından uyguladığım için hayvanlarda biraz yavaşlama etkisinde bulundu. Yinede hayvanların çok zarar almış gibi bir halleri yoktu. South blue da böyle güçlü hayvanların olması inanılmazdı doğrusu. Bu tür zorlukları Grand Line dedikleri denizde bekliyordum ancak daha South Blue da böyle zorlu rakiplerle karşılaşmak beni şaşırtmıştı doğrusu. Dediklerine göre Grand Line, diğer denizlerden çok daha zordu. Rakipler daha zorluydu, doğa şartları daha zorluydu... Böyle 3-4 hayvan beni yenecekse amacımı gerçekleştimek, benim için sadece bir peri masalı olurdu. Burdan kaçma fikri aklımın ucundan bile geçmeyecekti orası kesin. Ancak saldırı için taktik falan geliştirmeliydim, sanırım. Yemek umurumda değildi goril veya ayı etide yiyebilirdim. Bu yüzden aslanla ilişkimi kestim. Geyikle istediği kadar oyalanabilirdi. Öncelikle bana saldıranlara dikkat etmeliydim, aslanı sonraya bırakacaktım. Diğerlerine saldırırken plan falan yapmayı düşündüm ama sonra oturup düşünmektense hayvanların kısa süreli yavaşlamasından faydalanıp onlara hızlıca saldıracaktım. Önce en yakındakine odaklanacaktım. Derin kesik saldırım ile güçlendirerek kılıcımı kemiklerine kadar sokacaktım. Sonrasında ise hızlıca savunmaya geçecektim. Onu da savunursam tekrar bodoslama dalacaktım hayvanlara.



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 

Bu sefer gücünü daha fazla arttırmıştın ve iyice odaklanmıştın. Üzerine doğru gelen gorile derin kesik saldırını uyguladın. Saldırın hayvanın karaciğerinin bulunduğu kısma gelmişti, oldukça etkili olmuştu ve bundan dolayı hayvan acı içinde yere serildi. Ayakta kalan ayıya doğru bir bakış attın. Ayı bir an hiç kıpırdayamadan yerinde kaldı. Sonra bir ses duydun. "Heey sen ne yapıyorsun benim hayvanlarıma." Yönünü adama çevirdin ve "sen kimsin" dedin. O sırada ayı adama doğru koşmaya başladı. Adam cevap verdi "Ben Dr.Samelodin. Adanın bu kısmında ne arıyorsun. Burası bana ait bir mülk ve gördüğün bu hayvanların hepsi bana ait. Şimdi defol git benim bölgemden."

Dr.Samelodin'in görünümü:

Spoiler



__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

"Hey ciddi misin? Eğer ciddiysen üzgünüm bilader, ben bu adayı başıboş bir ada zannettim ve çok aç olduğumdan gözüm döndü. Keşke ormana bir işaret koysaydın yada hayvanlara bir damga falan bassaydın. Gerçekten üzgünüm senin için yapabileceğim birşey varsa yapmak isterim. Sonuçta hayvanlarından ikisine ağır yaralar bıraktım. Öncelikle onları kurtarmalıyız." dedim ve niyetimde ciddi olduğumu anlatmak amaçlı üzerimdeki kıyafeti çıkardım ve gorilin yarasının üstüne bastırdım. "Ben gorilin kanamasını yavaşlatırım, sen geyik hala yaşıyorsa onunla ilgilen. Onun aldığı hasar çok daha fazla ve muhtemelen öldü. Ancak denemeye değer değil mi?" Bunu adamın hayvanlarına yaptığım için kendimi kötü hissettim. Ayrıca hala yemek yememiştim adama yardım edersem biraz yemek verebilirdi. Hatta şimdi aklıma geldi, ben bu yolculuğa tayfa bulmak için çıkmıştım. Tayfada bir doktor şarttır. Adam gorili ,hatta belkide geyiği, iyileştirebilirse tayfama çağırabilirdim. Ancak önce kendimi affettirmem lazım sonrada yemek yemem...

Bu ada nasıl bir adaydı? Dediğine göre adanın üzerinde bulunduğumuz yarısı bu doktora aitti. Diğer yarısında ne vardı onu merak ediyordum doğrusu. Dışarıdan adada hiçbir şehirleşme belirtisi görünmüyordu. Neyse bunları sonra düşünürüm. Öncelikle adamın hayvanlarını iyileştirmesine yardım etmem lazım. Geyik çok yüksek ihtimal ölmüştü ama yinede denemeye değerdi. Umarım gorilide kaybetmeyiz.



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 

Samelodin kahkaha attı. "O hayvanlar benim deneylerimin başarısız olduğunu gösteriyor. Zaten o hayvanlardan birinin etini yeseydin muhtemelen ölürdün. Seni sevdim. İstersen iyileştirmeye çalış onları ama benim pek umrumda değil. Eğer açsan benimle gel seni şehre indireyim orada sana yemek ısmarlayayım." dedi ve küçük tepenin üzerine doğru çıkmaya başladı. Sana bağırdı "Heey, hadi gelmiyormusun?"



__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

"Oi Oi. Bu hayvanlar senin arkadaşların değil mi? Onları nasıl bu kadar kolay arkada bırakırsın?" Bunu derken hayvanın yarasına kumaş tutmayı bırakmıştım. Hayvanlar için üzüldüm ancak doktor birşey yapmayı reddediyorsa, benim elimden birşey gelmezdi. Zaten onları yaralayanda bendim eğer birisinin arkadaşı değillerse onları kurtarmaya çalışmamın bir manası yoktu. Yemek yeme teklifini ise havada kaptım. "Teşekkürler. Ne kadar teşekkür etsem azdır. Çok açım. Heran bayılabilirim." Küçük bir tepeye çıktı ve bana seslendi bende hemen peşinden koşturdum. Yolda ona hayvanları ve yaptığı deneyler hakkında soru sormaya devam ettim."Deneyden kastın ne? Ne yapmaya çalışıyordun? Hayvanlar neden zehirli? Neden zehir onları öldürmüyor? Amacın ne?..." O kadar çok soru soruyordum ki ben bile sorduğum soruların takibini kaçırmıştım. İnsanın bacağına yapışıp soru soran kıl çocuklar gibiydim. Bunu farkeder farketmez bıraktım. Sanırım ne sormak istediğimi anlamış olmalıydı. Sonraysa adayla ilgili sorular soracaktım. Marine yazılı kibrit kutusunu, adanın yarısının gerçekten onun mu olduğunu...

 

Out: Üzgünüm bu sıralar çok yoğunum. 2 günde bir, günde bir falan yazabiliyorum.



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 

"Dostum biraz sakin ol. Bütün sorularını tek tek cevaplayacağım istersen önce bir yemek yiyelim. Yemekte açıklayayım." Aradan 5 dakika geçtikten sonra tepeyi aştınız ve küçük bir kasaba olduğunu gördünüz. Doktor seni kasabadaki küçük bir köfteciye götürdü. 2 köfte ekmek, 2 tane de kola söyledi. Yemekler geldiği sırada anlatmaya başladı. "Dostum o hayvanlar normalde çok güçlü yaratıklar ama zeki değiller. Sende fark etmişsindir. O ikisi seni oyalarken aslan, ceylanı almaya gitti. Ben bunların güçlerine güç katmak ve zekalarını arttırmak amacıyla bir ilaç geliştiriyorum. O ölenlerde ilacın 3.sürümünü kullanıyordum. Şimdi 4.sürümü üzerinde çalışıyorum. Bitti sayılır ama hala eksikleri var. Biliyormusun geçenlerde bir grup denizci benim adama saldırmaya çalıştı. Ancak 250 tane 4.sürümü denediğim hayvanım askerlerle göğüs göğüse çarpışarak hepsini öldürdü. O yüzden 4.sürüm ilaçlarımın çok iyi olacağını düşünüyorum." dedi. Çok kısa bir sessizlikten sonra "ahh yine çok konuştum değil mi?" dedi ve gülümsedi.



__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

Doktor bütün soruları yemekte açıklayacağını söylediği anda içimde bir sabırsızlık başladı. Gittiğimiz yemekçide iki köfte ikide kola söyledi. "Hey, hey yemek ısmarlayacağını söylemiştin. Bir köfte ekmek, yemek sayılmayacak kadar az Dr. Same!.." dedikten hemen sonra yemek geldi ve geldiği gibi 2 ısırıkta ağzıma tıktım. Günlerdir yemek yemiyordum. Eski keşiş dostlarımın neden bu kadar hızlı ve fazla yemek yediğini şimdi anlıyordum. Korsanlıkta ne zaman aç olacağın ne zaman tok olacağın hiç belli olmuyordu. Aç olmak, hiç ummadığın bir anda seni güçsüz düşürebilirdi. Bu yüzden bundan sonra hayvanların bile tiksinmesini sağlayacak kadar hızlı ve fazla yemek yiyeceğim. Beş parasız olduğumdan Dr Sameye hala aç olduğumu belli edecek hareketlerde bulunup yüzsüzleşiyordum, zaten ısmarlayacağını söylemişti. Adanın yarısının kendisinin olduğunu söylemişti. Biraz yemek ona koymazdı, bu yüzden rahat rahat yüzsüzleşiyordum. Daha sonra yemeğini yerken deneyleri falan hakkında hafiften bilgilendirdi. "O zaman sen doktor değil veterinersin ha? Ayrıca denizcileri bende sevmem. Aramızda kalsın ama ben korsan tayfasında kaptanım. Şimdilik tek kişi benim tayfada ama olsun. Senin gibi bir baytarın tayfama çok yararı dokunabilirdi.. Acaba katılmak ister misin? Hem South Blue nun ötesindeki engin denizlere açılacağım, eğer benimle gelirsen bilime dair hayatında duymadığın, hayalini bile kuramayacağın şeyleri görürsün. Kim bilir belki 100. sürüme kadar çıkarsın Grand Line da ha? Hahahaha.. Bu arada denizcilerle aranda birşey mi oldu? Niye onları sevmiyorsun? Çok konuşmak ne demek benim yanımda baya sessiz kalıyorsun doğrusu. Hahahaha.. "



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 

Dr.Samelodin "Veteriner olarak değil, bilim adamı olarak anılmayı tercih ederim." dedi ufak bir tebessümle. "İnanırmısın ben de Yeni Dünya'ya gitmek için bir grup arıyordum. Ancak Grand Line pek ilgimi çekmiyor. Yeni Dünya'da bir adada yan etkileri bilinmemesine ramen kullanıcılara sonsuz güç veren bir bitkiden bahsedilir. Hatta söylentiye göre meyve yiyen kişilerin yüzebilmesi için tek yol buymuş. Peki senin amacın nedir? Sadece yeni denizler görmek mi?" dedi. Ancak konuşmasında hiçbir şekilde denizcilerden bahsetmemesi senin dikkatinden kaçmamıştı.



__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

"Benim amacım dünyadaki en güçlü kişi olmak. Korsan Kralı gibi bir takma isim benim için çok bir anlam içermemekte. Ancak dünyadaki en güçlü kişi olunca, korsan olduğum için muhtemelen Korsan Kralı olmuş oluyorum ha. Hahaha... Grand Line benim öğrendiğim en uç denizdi eğer daha ilerisinde bir deniz varsa oraya da gideceğim elbette. Yeni Dünya ha. Güzel bir ismi varmış doğrusu. Orası nasıl bir deniz peki? Grand Line'ın ilerisinde diye tahmin ediyorum. Senin dediğin gibi bir bitki içeriyorsa Grand Line'ın ilerisinde olması gerekir. Denizlerde ilerledikçe insanların doğa kanunlarına bakış açısı değişiyor, insanın hayal bile edemediği şeyler karşısına çıkıyor. Senin aradığın bitkininde elbet biryerlerde olacağına eminim. Önemli olan aradığını bulana kadar, dünyadaki her noktaya gidebilecek güçte olmak.. Tayfama katılmanı istiyorum. Eğer hayvanlar ve bitkiler gibi insanlar üstünde de tıbbi bilgilerin varsa çok iyi olurdu doğrusu. En azından tayfaya gerekenler listesinde bir kişi eksilmiş olurdu. Bu arada denizcilerle ne geçti aranızda? Yanıtlamak istemiyorsan sorun değil ancak merak ettim.."

 

Out: Rengi değiştiremiyorum. Daha doğrusu seçemiyorum. Ondan böyle yazıyorum. Yoksa yeşil yeşil güzel olurdu.



-- Edited by Sparklez on Tuesday 9th of October 2012 10:42:03 PM

__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 

Rp dışı: Tarayıcıdan dolayı değişmiyor olabilir.

Rp: Dr.Samelodin "Hmm daha toysun anlaşılan. Sen beni çok yanlış anlamışsın. Ben kimseyi iyileştirmem neredeyse hiç anlamam zaten. Amacım sadece en güçlü hayvan ordusunu oluşturmak. Eğer beni bu halimle kabul edersen seve seve gelirim. Denizcilerle ilgili olan hikayemi anlatmak istemiyorum eğer yeni dünyaya ulaşırsak zaten denizcilerle ilgili problemimi anlarsın." dedi.



__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

Denizcilerle ilgili olayı saklamak istediğini belirttiği için hiç üstüne gitmeden konuyu hemen değiştirdim. Belli ki onu derinden etkileyen bir olaydı. Neyse önemli değil, güçlü birisiydi ve arkadaş olabilecek bir herife benziyordu. Böyle birisine tayfamda her zaman yer vardı. "Ne biliyim doktor deyince insanın kafası oraya gidiyor bir sorayım dedim. O zaman bundan sonra tayfa arkadaşıyız. Ancak hala bir aşçı, bir doktor, bir rotacı ve bir de cüceye ihtiyacımız var hatta birde nişancımız olsa fena olmaz. Bu saydıklarıma aday gösterebileceğin güçlü kimseler var mı? Cüce yerine soytarıda olabilir o konuda fikirlere açığım." Hayvan gibi tıkındıktan sonra doyduğumu belli edercesine kalkıp Same ye elimi uzatıcak ve "Tayfama hoş geldin. Bu arada tayfa demişken, gemimiz var ancak beklentilerini çok yüksek tutmasan iyi edersin. Ancak yeni bir tane çalmayı düşünüyorum. Ayrıca o kadar hayvanı şimdi nereye sokacağımızıda bilmiyorum doğrusu.." diyecektim.



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 
Rp dışı: Söylediğini var sayıyorum çünkü doktor çok açıkta kalıyor.

Rp: Samelodin "Hoşbulduk. Bu kadar büyük bir adaya sahip olan kişinin, yani benim bir gemimin olmadığını düşünmüyorsun heralde :) Hayvanlar için endişelenme geminin alt tarafında oldukça büyük bir kafesim var :) Ancak gemiyi ilerideki adada eski bir arkadaşım olan denizci marangozu Rahmi'ye bırakmıştım onu almamız gerekecek. Tabi giderken yanıma Kloro ve Klor'u da alacağım. Yoksa sağ çıkmamız bir mucize olur o adadan :)

__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

Out: Yemek geldimi gittimi yedik mi bilmediğimden biraz daha gelecek zamanda konuştum yoksa amacım söylemekti zaten :D. Hızlı ilerlesin diye kısa yazıyorum zaten çok yazabileceğim birşeyde bulamadım. Bu sıralar hiç betimleme yapıcak kafada değilim düz takılıyorum.

İn: "Ne gemin mi var? Bu harika.. Ozaman ilk durağımız marangoz Rahmi. İsmi biraz garip ama iyi ve güçlü biri çıkarsa belkide onuda tayfaya davet ederim... Canlı çıkmak mı? Eğer öyle bir girişimde bulunursa kendisi nasıl canlı kalacak onu düşünmeli bence.." Same bir harikaydı doğrusu. Büyük bir gemim var dedikten sonrasında orgazm olmuştum zaten. Adanın yarısına sahipti, benim bir gemisi olduğunu düşünmemem mallıktı zaten. Neyse şimdi şu gemiyi alıp yolumuza devam edelim. Kim bilir belki yeni arkadaşlar bulurum. Belkide yeni rakipler.. Tayfamın ilk üyesini almıştım ve bu yüzdende çok mutluydum. İyi bir tayfa arkadaşı olacağına eminim. Yeni tanışacağımız insanlarda umarım onun kadar iyi bir arkadaş olurlar..



-- Edited by Sparklez on Wednesday 10th of October 2012 04:51:16 PM

__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 
Rp Dışı: Küfürlü, belaltı konuşmazsan sevinirim.

Rp: Hayvanları da aldıktan sonra birlikte denize açılmıştınız. Kısa bir süre sonra da adaya varmıştınız ancak samelodin adanın çok tenha bir yerine doğru yönlendirdi gemiyi. Ardından çantasından çıkattığı 2 tane kapşonlu kıyafetin tekini sana verdi tekini de kendisi giydi. Hayvanlarına dönüp parmağını 2 kere şıklattı ve kasabanın içine doğru gitmeye başladı.

__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Korsan
Status: Offline
Posts: 19
Date:
Permalink   
 

Out: O kelime aslında bilimsel makalelerde bile geçebilen bir kelime ama madem istemiyorsun daha dikkatli olurum.

İn: İlk önce Same'nin yaşadığı ormana gittik ve etrafa bakınmaya başladık. Same'nin hayvanlarını kolayca bulduktan sonra cümbür cemaat gemiye doluştuk. Gemi hayvanlar yüzünden iğrenç kokuyordu. Açık havada bile bu kadar iğrenç kokuyolarsa kafeste günlerce nasıl kokarlar çok merak ediyordum doğrusu. Acaba hayvanlardan birisi gemime mi pislemişti? Çünkü deminki koku dahada ağırlaşmıştı. "Hey hey gemimi temiz tutun hıyarlar.." diye bağırdım hayvanlara. Hemen ileride bir ada beliriverdi ve bu adanın aradığımız ada olduğunu anladım ve adaya yaklaştık. Adanın ücra bir kısmında demir attık. Same bana kapşonlu bir ceket çıkardı sanırım gizlenmemiz gerekiyordu. Bana ceketi uzattıktan sonra iki kere parmağını şıklattı. Neyin kafasını yaşıyor bu adam diye düşünürken o işareti hayvanlara yaptığını fark ettim ve kendimi salak gibi hissettim. "Sanırım hayvanlar burada kalıyor? Gizlenerek gidiyorsak hayvanlar çok dikkat çeker.." bunu zaten tahmin etmiş olmalıydı. Neyse şimdilik ipler ondaydı ama daha sonra kaptan olduğum için ipleri elime alacaktım.



__________________

Gm
Status: Offline
Posts: 41
Date:
Permalink   
 
Sende kapşonlunu giydikten sonra Samelodinin peşinden gittin. Birlikte bir kasabaya vardınız. Bu kasabada sıradan vatandaştan çok denizci vardı. Samelodin hiç sağına soluna bakmadan bir eve doğru yöneldi ve ard arda 3 kere kapıyı çaldı. Kapıyı 50-55 yaşlarında bir adam açtı. "Nereden kaldın. Geç hemen içeri" dedi. Samelodin sana eliyle "gel" işareti yaptı. İçeride 3lü bir kanepe ve tekli bir kanepe vardı. Samelodin 3lüye diğer adam ise tekliye oturmuştu.

__________________

8000 Tane Adamım Var. Denizlerin cesur kaptanı. Kaptan Usopp-Sama'yım ben :)

Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard