Members Login
Username 
 
Password 
    Remember Me  
 

Topic: Dengeyi sağlamak

Page 1 of 1  sorted by
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:

Dengeyi sağlamak

Permalink   
 

Teşekkürlerimi ileterek veda ettim beni buraya kadar getiren ticaret gemisine. Yeni dengeler yeni hayatım üzerine kurulacaktı artık. Gerçi ne olacağı hakkında bir fikrim yoktu aslında olamazdı da ama biliyordum ki dünyanın kaderi diğer herşeye olduğu gibi bana bağlıydı. Ben de kendi payıma düşeni yapmaya devam etmeliydim

Planlar yapmak sadece kısa vadede ve düşük olasılıklarda işe yarardı. Sonuçta en ufak ihtimaller bile gerçek kader için çok önemliydi ve hiç bir fani tüm ihtimalleri isparlayamazdı. Ama bazen planlar gerçekten gerekli olabiliyordu. Çok az şeyi hesaplayıp, gerisini şansa bırakmak; işte bir çok insanın yaptığı buydu az sonra benim yapacağım gibi.Eğildim yerden bir taş aldım. Zamanı geldiğinde doğru olduğunu düşündüğüm yere koyacaktım bu taşı ve sanırım doğru yer de şehir merkezinde bulunuyordu. Dışardan bakıldığında aylak gözüken adımlarla ayağımı yere süre süre bir amacım yokmuş gibi aramaya koyuldum şehir merkezini; amacımı gerçekleştirmek için

 

Rp out: telefondan yazmaya çalıştığım için renklenremedim kusura bakmayın bu seferlik lütfen



-- Edited by ahali on Monday 15th of July 2013 04:06:40 AM



-- Edited by ahali on Monday 15th of July 2013 04:10:17 AM

__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 
Hesapsız iş yapmazdın sen pek, ama bu sefer öyle yapmayacaktın.Herhalde deneyip ne olacağını görmek, olayları akışına bırakmak istiyordun.Biraz düşünceli bir şekilde birkaç pislik dolu dar sokaktan geçip nihayet şehir merkezine ulaşıyorsun.Ortada bir fıskiye, etrafta işinde gücünde olan insanlar vardı.Şimdi taşı nereye koyacaksan koyabilirdin artık.

__________________

Biz daha ölmedik

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

İsteksiz gözüken adımlarım şehre doğru yaklaşınca daha kararlı gözüken adımlara dönmüştü. Şehrin sokaklarına girdiğimde "çok ta zengin olmayan bir şehir galiba" diye geçirdim aklımdan.Pis ve dar sokakları vardı şehrin. "Bakalım düşünceleri de sokakları kadar fakir miymiş insanların?" Elimde taşla yürümeye devam ettim. "Gerçi niye taşı oradan getirdim ki? Sonuçta sıradan bir taş, şehrin içinde de gayet bulabilirim. Ama demek ki bu onun kaderinde var ve bu onu sıradan yapmaktan çıkarıyor." Bir an durdum kendi kendime konuşuyordum yine, gülümsedim "İyidir iyi" diye fısıldayıp bir kaç adım daha attım. Şehir merkezi gözüküyordu artık.Burası ara sokaklardan biraz farklılaşmış gibiydi;İşinde gücünde insanlar,Göbekte bir fıskiye.. Fıskiyenin olması iyiydi aslında bana duracağım yeri gösteriyordu; hem meditasyonlardan alışık olduğum su sesi işime de yarayabilirdi. Fıskiyenin önüne doğru yürüdüm. Kafamda bir kaç plan canlanmaya başladı, ama en mantıklısı sonuncusuydu herhalde;en ilgi çekicisi o gibi durdu.Fıskiyenin önünde durdum.Taşı asamın üzerine koyup asamı dik bir şekilde sağ elimle havaya kaldırdım ve sol elimi omuz hizamda yavaş bir şekilde sallamaya başladım. "Normalde böyle yapan birini görseler deli derlerdi ve gülüp geçerler.Ama bir keşiş yaparsa aynısı geçerli olmaz.Bu sefer insanların merak duygusu kabarır.Ah o merak duygusu yok mu?Bir çok insanın zayıf noktasıdır ve aslında bir çok başarının kaynağıdır da. Ama şimdi elbet aptal bir kalabalık oyunuma düşecektir "ne yaptığımı" soracaklar. Ben de ; " Bilgi pahalıdır " diyeceğim şüphesiz o an sinirlenip gidecekler ama bu sadece onların merakını arttıracak ve geri dönecekler; belli bir ücret karşılığında ben de onlara anlamayacakları tarzda saçma bir şey anlatırım, ama onlar gururuna yediremedikleri için anlamadığını anladığını anlamak istemeyecekler ve gidecekler.Tabi ki içlerinden itiraz edenler çıkacak, yani umarım çıkar.İşte beni asıl ilgilendiren bu sıradan olmayan kişiler; para sadece bir artı. Ya kimse merak edip sormazsa? işte o zaman işler daha güzel olur pekte sıradan olmayan bir adada olduğumu anlarım" dedim kendi kendime " Ne çok konuşmuştum? " kendime kızıp insanları süzmeye başladım 



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 

O kimilerine göre garip denebilecek pozisyonda bir süre daha kalıyorsun.Başlarda çoğu kişi gözünü kısa bir süreliğine sana kaydırıp sonra geri önüne bakıyordu.Tahmin ediyordun zaten başlarda insanların böyle yapacağını.Ama sonra ne olacaktı?Tabii ki hepsi birer birer ağına düşeceklerdi.Bunların hepsi merak duygusu yüzündendi işte, içlerindeki o küçük kıvılcım gitgide alev alacaktı ve hepsi geri gelecekti.Bir süre yanına takım elbiseli zengin olduğu belli birisi ürkek bir şekilde geldi. İlk balık buydu işte, merakı en çabuk alevlenen..."Bayım siz ne yapıyorsunuz orada acaba merak ettim de?"



__________________

Biz daha ölmedik

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

     Uzun süredir bu saçma hareketi tekrarlıyordum.İlgisiz göründüğünü sanan insanlar ara ara küçük bakışlar atmaktan kendilerini alamıyorlardı. Bu tuzağıma düştüklerinin bir deliliydi.Şimdi sadece biraz daha sabır gerekliydi.Kalabalık git gide artıyordu. İçlerinden biri bana doğru geldi ve "Bayım siz ne yapıyorsunuz orada acaba merak ettim de?" dedi.Adamı süzdüm üzerinde zengin olduğunu belli eden bir takım elbise,suratında ise ürkek bir ifade vardı."Sizce" dedim "Bayım acıktığını söyleyen birine yemek hazırlayan bir aşçı parasını almaz mı?Emin olun benim sözlerim sizin meraktan gelen açlığınızı bir yemekten çok daha fazla doyuracaktır." "Gerçi bu zengin tipin gelmesi de pek hoş olmamıştı evet bana istediğimden fazla verebilirdi belki ama bunu hemen yapabilirdi ve bu oyunu bozardı çünkü meraklı kalabalık dağılırdı. Sonuçta asıl istediğim şey para değildi. Bir korsan olmak istiyordum ve kendi yoldaşlarımın olması gerekliydi.Bu insanlar çabuk kandırılan aptallardan olmamalıydı."Adamla sözlerim biter bitmez sanki orada değilmiş gibi etrafı süzerken aklımdan geçirdim bu düşünceleri.



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 

Kalabalığın dağılmasını istemiyordun ama yanındaki bu meraklı adam seni sürekli rahatsız etmekteydi."Öyleyse benim merakımı giderin, neymiş bu sözler?" .Adamla konuşarak iyi mi ettim kötü mü ettim diye düşünmeye başlamıştın.Hoş konuşmasaydın merakı daha da artardı bunun.Fakat  karışık görünen fakat aslında öyle olmayan cümlelerin adamın merakını daha da arttırmıştı.



__________________

Biz daha ölmedik

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

    Kalabalık dağılmamıştı ama olaylar pekte istediğim gibi gitmiyordu. Merakı ağır basıp soru soran sadece bir kişiydi. İşte yine bir şeyler diyordu."Neymiş merakını giderecekmişim." ne kadar aptal biriydi ki para istediğimi anlayamadı. Yine de adamı bir şeyler söylemeden bırakmak istemedim. Sol elimi indirip adama doğru döndüm. "Kaderimi bekliyordum" dedim."Aynı bu taşın kaderini beklediği gibi." belki adamın istediği tarzda bir açıklama değildi ama insanların istedikleri olmak zorunda değildi aynı benim istediğim şeyin gerçekleşmediği gibi.

    Sözlerimi bitirdikten sonra asamı hızla sağa doğru çektim.Asanın üzerinden düşen taşı sol elimle tutup kalabalığa doğru pekte hızlı olmayan bir şekilde fırlattım. Amacım birilerini yaralamak değildi ama değişiklik istiyordum. "Belki beni deli sanırlar" diye düşündüm ve öyle olmasını umarak arkamı döndüm.Asamı biraz eğip yere sürterek yürümeye başladım. Çeliğin çıkardığı sesi seviyordum ama şu an o kadar da önemli değildi benim için. Karnım acıkmaya başlamıştı ve benim yemek yiyecek bir yerler bulmam gerekliydi.



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 
Yaptığın hareketlerden sonra kalabalığın şaşkın bakışları arasında genelde yaptığın gibi asanı yere sürerek ilerlemeye başladın.Karnın acıkmıştı ve erkenden yemek yesen fena olmazdı.Bunun gibi gereksiz hislerin senin zamanını çalmamasını istiyordun.Fakat paran da yoktu bu yüzden para bulmalıydın.

__________________

Biz daha ölmedik

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

    Arkamı dönüp oradan uzaklaşırken kalabalığın bana saldırmadığını farkettim. "Hayli şaşırmış olmalılar veya çok korkak bir halk." diye düşündüm."Belki beni gerçekten deli sanmışlardı" hafiften gülümsedim. Şimdi karnımı doyurmam gerekliydi.Açlığa bir kez katlanmıştım ve artık böyle bir şey olsun istemezdim. Birden hiç paramın olmadığı geldi aklıma.Aslında pekte önemli değildi ; sonuçta insanlar bunu bilmiyordu ve böyle korkak bir halka paralarını vermesem de olurdu.

    Aç ve aylak bir şekilde hanı ararken birden vicdanım rahatsız etmeye başladı beni. "Ah şu vicdan ön büyük hataların sebebi değil miydi?" Durdum fikrimi değiştirdim. Hancıya  parasını vermek istiyordum. Geçi keşiş olarak ta insanların vicdanını kullanabilirdim ama artık bu rolden de sıkılmıştım. "Belki ufak bir iş bulabilirim" diye düşünmemle. "Ama merkezde olanlar yayılmıştır artık bu ihtimal biraz zor" demesi bir oldu içimdeki sesin.Başka bir fikir geldi aklıma.Denizci karargahının oraya gidecektim ve başına ödül olanlardan birini bulacaktım.Fazla bir ödül olmasa da olurdu.Eğer bunu da bulamazsam geriye bir ihtimal kalıyordu o da bir denizciyi öldürüp parasını almak.Bu suç olur muydu ? Olmazdı bence sonuçta adalet getirdiğini iddea eden herkes suçluydu.



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

   Kerhanenin içinde patronu arıyordum.Ona "İsmi Genshin olan birini görüp görmediğini" sorup adamın tipini tarif edecektim ve "Genshin'in cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalandığını ve benim onunla ilgilenen bir keşiş olduğumu" söyleyip " Uçkuruna düşkün adam kaçmış, eski kız arkadaşlarına sormaya kalktığımda beni yanlarından kovup o pisliğin adını bile duymak istemediklerini söylediler" diye ekleyecektim. 

   Bir kaç adımdan sonra fark ettim ki adam ortada duruyordu ve bir kadınla eğleniyordu.Bu hoş olmamıştı yeni bir plan yapmam gerekliydi. Ama en azından bir şey vardı ki bu adamdan yeteri kadar tiskinmiştim ve bu iyi bir şeydi bir açıda ve adam benim planımı bilmiyordu ve bu da bana planı istediğim gibi değiştirme hakkı veriyordu.

   Geçtim adamın önüne dikildim."Senin hiç uslanman yok mu be adam? Kendine acımıyorsan şu bayana acı" diye azarlar bir biçimde bağırdım. Özellikle "bayana acı" kısmının üzerinde iyice durmuştum.Amacım görevlilerin beni duymasıydı. Şu an saldırmak gibi bir amacım yoktu. Eğer adam bana saldırırsa da görevliler müdahale edene kadar karşılık vermeyip saldırılardan kaçınmaya çalışacaktım.Tabi arada bir "yeter be!","bıktım senin bu vurdumduymazlığından","senin hiç utanman yok mu?" gibi azarlar atmak iyi olacaktı.



-- Edited by ahali on Tuesday 16th of July 2013 06:25:13 PM



-- Edited by ahali on Tuesday 16th of July 2013 06:57:32 PM

__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 

Bunları söyleyince ve bayana acı lafını vurgulayınca güvenliklere biraz bakıyorsun tepkileri ne olacak diye.Fakat şimdilik sizin oraya ilgili şekilde baksalar da gelmiyorlar.Genshin de sarhoştu ve dediklerin pek umrunda değildi."Siktir git eğlencemi bölme " diye sakin bir şekilde gitmeni istedi.Bu tarz laflara tepki vermediği için pek bir şey yapamıyordun.



__________________

Biz daha ölmedik

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 
Gidip aklındaki ilk düşünce olan, başına ödül konan birinin posterini buluyorsun.Böylece bir denizci öldürmene gerek de kalmazdı, sen bunu bir suç saymasan bile bu işe bulaşmak akıllıca olmazdı.Postere baktığında adı "Genshin"olan birinin başında 50 bin beli olduğunu gördün.Posteri yırtıp yanına alıyorsun.Şehirde olduğunu öğrenip onu bir kerhanede eğlenirken buluyorsun

__________________

Biz daha ölmedik

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

    Nihayet denizci karargahını görmüştüm.Normal zamanda bile midemi bulandıran denizciler açken hiç çekilmiyordu ama yine de işimi halletmem gerekiyordu.Gittim İlan tablonun orada durup posterleri incelemeye başladım.Çok uçuk bir işe gerek yoktu şuan karnımı doyursam ve bir sonraki yolculuğumu gerçekleştirsem yeterdi.Gözüme "Genshin" adında biri çarptı.Kafasına 50 bin beli ödül koymuşlardı.Basit bir hedefe benziyordu ama ilk önce kim olduğunu ne suç işlediğini öğrenmem gerekirdi."Ah keşke daha detaylı bilgi yazsalar şu posterlere"

    Şehirde dolaşmaya ve biraz bilgi almaya çalıştım.Askerlerden bilgi dahi almak istemezdim o yüzden sivil halka sormaya başladım.Gerçi böyle biraz daha zor olmuştu ama öğrenmiştim.Şansıma bu adada çıkmıştı.Kendi kendime " Ya bu adada olmasaydı ne yapacaktın?" diye sordum gülümsedim.Biraz daha araştırınca adamın bir kerhanede olduğunu öğrendim. Demek ki beyfendi uçkuruna düşkündü.

    Bulunduğu kerhanenin yanına geldim.Kılığım içeri girmek için biraz ilgi çekici kaçardı ve böyle yerlerin müşterileriyle başa çıkabilecek güçte korumaları olurdu.Yani içeride kavga çıkarmak pek akıllıca değildi.Ama aklıma daha ilginç bir fikir geldi ve planımı uygulamak için olabildiğince keşiş rolü yaparak kapıdan içeri girdim. Birkaç sır vermek için gözlerimle patronu aramaya başladım. Fazla ses çıkarmak istemiyordum sonuçta "Genshin" e görünmeden bu işi halledersem çok iyi olacaktı.

    Rp out: Şehirde olduğunu nasıl öğrendiğimi yazmadığınız için ben uydurdum orasını.



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

Admin
Status: Offline
Posts: 393
Date:
Permalink   
 
rp out: tamam çok önemli değildi zaten


Çoğu insan senin gibi düşünmüyordu.Onlar sadece adamın suçlu olup olmaması ve paraya bakarlardı.Fakat sen suçlunun ne yaptığını da merak ediyordun.Yine de kerhanede olduğunu öğrenince adamın sağlam ayak olmadığı kafana iyice yatmaya başladı.Kerhaneye gittin ve keşiş rolü yaparak içeri girdin.Yürürken seni keşiş sanmaya devam etmelerini umuyordun.İstemediğin bir şey olmuştu.Genshin tam ortada denebilecek bir yerde kucağında bir kadın eğleniyordu.bu durumda nasıl görünmeyeceğini düşünmeye başladın...

__________________

Biz daha ölmedik

Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

   Sözlerimi bitirip ne olacağını izlemek için güvenliklere göz gezdirdim.Adamların ilgisini çekmişti ama müdahale etmiyorlardı. Ya olayı anlamayacak kadar salaklardı ama öyle olsalar burada ne işleri vardı veya adamımız buralarda tanınan bir tipti. Bununla birlikte kulağıma "Siktir git eğlencemi bölme" sözleri ilişti.Adamın halinden sarhoş olduğu anlaşılıyordu ama böyle sakin olması planımı bozmuştu tekrardan.Artık bu oyuna devam edemezdim anlaşılırdı. Geri adım atıp başka bir plan bulmam lazımdı.

  Planların işe yaramadığı yerlerde bazen şeytandan yardım almakta fayda vardı. Adamın tepki vermemesi için yoluma gider gibi yaparak adamın dibine kadar yaklaşıp ardı ardına iki kez "Denge" dedim ( adamın neşe-öfke dengesini öfke yönünde %50 ve soğukkanlılık-panik dengesini panik yönünde %50 ) bir sonraki adımı atmadan adamın kulağına eğilip 50 bin belli dedim ve çıkışa doğru yöneldim.İçimden "Bakalım bu sefer soğuk kanlılığını koruyabilecek misin havalı çocuk ?" diye geçirdim

 

Rp out : aslında adamın önüne posterini atacaktım ama almadığım aklıma geldi :D bir de hocam adam hakkında biraz bilgi verseniz üzerinde neler var?( kerhanede bile olsa milletin ortasında çıplak değildir herhalde :D ) nasıl bir görünüşü var ?



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 

Güçlerini adam üzerinde kullanmıştın. Ama görünürde hiç bir değişiklik yok gibiydi. Sen kapıya yöneldiğinde adam ayağa kalmış ve bağırarak '' Dışarıda bekle. O kel kafanı müsait bir yerine sokacağım.'' demiş ve ardından büyük bir kahkaha atıp elindeki içki şişesini fırlatıp kırmıştı. Sen ise aldırmadan yürümeye devam etmiştin. Dışarı çıktığında içeride bir gümbürtünün koptuğunu fark etmiştin. Sen arkanı dönüp seslere baktığında az önceki korumalardan biri ağzı gözü kan içinde camdan dışarı fırlamıştı. Anlaşılan içerideki dostumuz kızgındı.

 

 

Not: Bundan sonra konunu ben devam ettireceğim. Umarım ikimiz içinde eğlenceli olur. Bu arada adamla ilgili tasviri yapacağım.



__________________
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

   Gücümü kullandıktan sonra bir an adamın vereceği tepkiye baktım.Pek bir şey değişmişe benzemiyordu ve bu biraz daha ilginçleştiriyordu işleri. Kapıya doğru bir kaç adım attığımda arkamdan bir ses geldi: "Dışarıda bekle. O kel kafanı müsait bir yerine sokacağım" dedi ve elindeki içki şişesini fırlatıp kırdı.Ardından da bir kahkaha patlattı.Bense yoluma devam ederken olmayan saçlarımı ellerimle arkaya doğru tarar gibi yaptım; tam elim kafamın arkasındayken adama el hareketi yaptım.

  Dışarı çıkar çıkmaz arkamdan bir gümbürtü koptu.Merakla arkamı dönüp baktığımda beni bir ses daha bekliyordu. Kırılan camların arasından az önceki korumalardan biri ağzı yüzü dağılmış bir şekilde fırladı."Demek ki adamımızın kol gücü sağlam ve bu kadar çabuk olduğuna göre eli de hızlı" diye düşündüm.Fazla risk almak istemiyordum kapının kenarında pusuya yattım. asamı adamın kafasına saplayacak açıda ve hizada tuttum.Fazla hızlı olmaya gerek yoktu ama sağlam bir darbe vurmam gerekliydi.Bu yüzden adamın üzerinde yaptığım dengelerden birini (öfke-neşe) bozdum ve "denge" diye fısıldadım ( kendi üzerimde hız-kuvvet kuvvet yönünde %30) hem böylece biraz daha sakin olan adamımızı yenmek daha kolay olacaktı.Olabildiğince soğuk kanlı olmaya çalışarak adamı bekledim.

Rp out : dediğim gibi bana uyar ve eğleniriz umarım. Gerçi birbirimizin anlatmak istediğini anlarsak çok daha eğlenceli  olur diye tahmin ediyorum.Bu arada ben rp yazma işinde o kadar profesyonel değilim önerilerle çok daha güzel yerlere geliriz diye tahmin ediyorum :D



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 

  Anlaşılan kel dostumuz kendisine yapılan hakareti önemsemedi. Gerçi  onun gibi rahip tipli birinin çabuk sinirlenmesini bekleyemeyiz değil mi? Neyse ben olayı anlatmaya devam ediyim. Genç adam riske girmeyip kapının orada pusu kurmayı düşünmüştü. Bazılarına göre bu alçakça ve korkakça bir davranıştı. Bazılarına göreyse akıllıca. Sonuçta işin ucunda hayat vardı. Riske girmeye değermiydi?

 

  Ahali pusu kurarken meyve gücünü kullanarak gücünü artırıp hızını azaltmaya çalışmıştı. Başarmıştı da ama meyvesi üzerinde fazla hakimiyete sahip değildi. Bununla beraber meyve gücünü gün içinde ikikez kullanmıştı bile...

 

 Kel adam pusu için beklerken beklenmedik bir şey olmuştu. Düşmanı kapıdan çıkmak yerine az önce kırdığı camdan dışarı atlamıştı. Adam yere düştüğünde ağır bir çekicin yere düşerken çıkardığı ses gibi tok bir ses çıkarmıştı. Adam 2m'den bir parmak uzundu. Kolları Ahali'nin gövdesi kadar kalın ve dizlerine gelecek kadar uzundu. Bacakları ise kollarına nazaran biraz daha inceydi. Elleri ise dev gibiydi. Gövdesi ise bir bira fıçısı gibiydi. Büyük ve kaslı bir bira fıçısı. Adam keltoşu görünce bağırarak üzerine koşmaya başlamıştı. Hantal olduğu için fazla hızlı değil gibiydi...

 

 

 

Durum: Sen kapının sağındasın, Adam sol camdan atladı. Aranızda 7-8m mesafe var. Sana doğru koşuyor. Senin sağında, onun solunda duvar var. Duvarın 1.5m üzerinde bir cam var. Meyvenle gücünü %10 artırabildin.

 

Not: Bir ara hallederiz. Skypem: dartss50 ekle oradan konuşalım.



__________________
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

  Pozisyonumu almış adamı bekliyordum.Bu arada kendi kendimle konuşmaya başladım: "Bu yaptığım bazıları için onursuzca gelebilir.Ama böyle şeylere takılmazdım. Sonuçta onurdan çok yaptığımız hareketlerin evrenin tümünde oluşturduğu sonuç ilgilidir. Şimdi iyi bir şey mi yapıyorum? Kötü bir şey mi? Bilemem. Ama zaten iyi biri veya kötü biri olduğumu..." Arkamdan tok bir ses duydum. Adam kapıdan beklerken camdan gelmişti."Bu gün cidden şanssızım" diye mırıldandım.

  Adam içeride göründüğünden daha iri yarıydı ve ayakta durunca bir gorili andırdığını fark ettim.Kendimi olması gerekenden daha güçsüz hissediyordum."Adamdan mı korkuyordum ? Yoksa meyve etkisini istediğim gibi göstermemiş miydi? Eğer meyve tam etki göstermediyse şu an ki pozisyonumda iyi bir şeydi çünkü adama karşı çevik olmam gerekliydi.Yok eğer elimde olmadan adamdan korkuyorsam fena çuvallamıştım." Bir an halen sakin olduğumu hissettim ve derin bir nefes aldım.

  Adam benim gibi düşüncelere dalmıyordu pek bunun yerime üzerime koşmayı tercih ediyordu ama ayaklarının o cüsseyi rahatça kaldırabildiği söylenemezdi.Doğrudan saldırılardan kaçınmam lazımdı.Birden cam ilişti gözüme.Adama doğru koşmaya başladım;sağ ayağımla duvar.sol ayağımla adamın koluna doğru bastırıp camdan içeri atlayacaktım.Atlarken asamı cama doğru uzatmakta fayda vardı.Sonuçta yaralanmak istemezdim.

Rp Out : Eğer adamda peşinden gelirse adam camdan atlarken asamı hayalarına vurmayı düşünüyorum, rpde yazmak saçma olur diye düşündüğüm için buraya yazdım

Rp out: Hocam öncelikle anlatış tarzın hoşuma gitti :D de benim anlamadığım bir yer var bana şeytan meyvem en fazla %50 etki gösteriyor ve aynı anda en fazla iki kez dendi ? Şimdi anladığım kadarıyla %50 işini ben belirleyemiyorum o aralıkta siz belirliyorsunuz.Peki günlük sınır işi nasıl ki :D bir de abi hadi kerhaneye cam koydun anlarım da klise camı gibi büyük koymasaydın keşke :D



-- Edited by ahali on Thursday 18th of July 2013 01:50:31 PM

__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 

Kel adam gyine kaçmaya çalışmıştı. Belkide gerçekten gıdaklayan  bir korkak tavuktu. Bizim fıçı adam yanına gelince duvardan ve adamın kolundan güç alıp kendini yukarı cama doğru atmıştı. Doğurusu çok riskli bir hareketti adamın kolundan güç alıcam diye bacağını ona kaptırabilirdi. Ayrıca adamın onun o kadar yakınına gelmesini beklemekte ayrı bir hataydı. Sanırım ölecek!! Evet kesin ölecek.

 

 

  Hahaha şaka yaptım. Keltoşun hamlesi şans eseride olsa başarılı olmuştu. Adamın kolundan güç alıp cama fırlamıştı. Camla arasına sopasını koyup kendini yaralamamaya çalışmıştı. Oysaki zıplamadan önce bolca zamanı vardı. Sopayla kırsaydınya. Neyse yorumlamak bana düşmez. Adamımız camı kırmış, hiç zorlanmadan içeri girmişti. Tabi kırılan camlardan fırlayan 1 2 cam parçasının koluna saplandığını saymazsak....

 

  İçeri girdiğinde ilk fark ettiği şey ayağına batan camlar olmuştu. Bir yara yapmamıştı ama ginede canını yakıyordu. Girdiği yerde 4 tane yatak vardı. Dördüde tüllü müllü, pespembe yataklardı. İçlerinde de bir şeylerin dönüyordu. Girdiği ev düşünülürse içeride ne olduğunu tahmin etmek zor olmazdı. Goril görünümlü fıçı adamsa çok geçmeden kollarını cama koyup kendini yukarı çekmişti. Onun için bu çocuk oyuncağı gibiydi. 210'a yakın boyu ve  uzun kolları düşünüldüğünde 1.5m yükseğe tırmanamıyorsa ölsün zaten. Kendini yukarı çıkartırken cam parçaları kolunu kesmiş, kolunu kanatmıştı. Ama bunu hissetmediğinden mi yoksa çaktırmadığından mı bilinmez hiç acı çekmemiş gibi rahatça yukarı çıkmıştı. Seni görünce ellerini ve boynunu kıtlatarak '' Yakaladım seni küçük fare. Bakalım bu sefer nereye kaçacaksın.'' dedi.

 

Durum:Adam camın önünde sana bakıyor. Kolları kanıyor ama acı çektiği söylenemez. Aranızda 2.5m mesafe var. Bir adım atarsa onun mesafesine girersin. Sen ise kollarını uzatırsan sopanla vura bilecek mesafedesin. İçerisi aşşağı yukarı 20m kare. Bir tanesi sağ çaprazında adamın olduğu tarafta, 3 taneside arkadanda; 4 yatak var. İçeride adamın arkasında olan dışında hiç cam yok. Kapı ise çapraz koşuyla 6m mesafende en solda.

 

RP Out: Bir şeyi yapmayı planlıyorsan bunu mutlaka yaz. Saçma durması yada durmaması önemli değil. Yazdığın hamleleri baz alırım. Ve mümkün olduğunca az eğerli cümleler yada hamleler yap.

RP OUT2: Şİmdi dediğin gibi 2 kere kullanım gücün var ama meyve yeteneğin 1. Bu seviye meyveyi ilk yiyenin seviyesi gibi bir şey. Luffy'i düşün vücudu istemsizce uzuyordu ve bunu kontrol etmekte zorlanıyordu. Günlük kullanım sınırın 3 tabi iyi bir dinlenem yada benzeri şeylerle bu limit gün içinde yayılmak şartıyla 5 yada 6 da olabilir. Bu durum meyvene verdiğin her puanla artar. Ayrıca bu konu için geçerli olmasada kendi vücudunda yaptığın dönüşümler vücudunu yoracak. Çünkü sen hızını %30 artırsan bile kasların aynı kalıyor. Bu artış meyve yeteneğinle sihirli bir şekilde oluyor. Bu sana bir süre için avantajlı konuma getirsede meyve etkisi geçtiğinde yorulmayla karşılaşıyorsun. Yani sen max 2 birim güç üreten kasa 3 birim iş yaptırınca yoruluyor. Bunun la ilgili overtrain'i araştırırsan daha iyi anlarsın. Bu yorulma işini meyve yeteneğin , dayanıklılığın , yaptığın artış miktarı ve ne kadar çok kullandığın etkiliyor.



-- Edited by Daiki Amida on Thursday 18th of July 2013 10:30:10 PM

__________________
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

   Hamlemi gerçekleştirmek için adama doğru koşmaya başladım. İlk adımımı duvara bastım ikinci adımı adamın koluna bastım ama bizim koca oğlan Genshin sandığım kadar hantal çıkmamıştı.Her halde hamlemi kestirememiş olacak ki camdan içeri fırlamıştım.Camı asamla kırmama rağmen 1-2 cam parçası koluma saplanmıştı.Acısı o kadar önemli değildi ama hareketlerimi kısıtlayabilirdi bu yüzden adam gelmeden aceleyle cam kırıklarını çıkardım.Bunu yaparken asıl planı unutmuştum.Adamsa iki kollunu kırık camın üzerine bastırarak içeri daldı.Yaralanmıştı yaralanmaması imkansızdı.Ama adamın yüzünde acı belirten hiç bir ifade yoktu."Acaba rol mu yapıyor" diye düşündüm ama öyle bile olsa bu adamın dayanıklı olduğu gerçeğini değiştirmezdi.

   İlk önce yere baktım; adamın suratına savurlayabileceğim cam kırığı var mı diye. Ama malesef kayda değer bir şey yoktu.Adamın arkası camlarla doluydu; "Eğer adamı oraya itebilirsem çok işime yarar" diye düşündüm.Harekete geçme vaktiydi adam asamın vurabileceği kadar uzaklıktaydı.Eğer mesafeyi koruyamazsam adamın alanına girerdim bu yüzden asamın ucuna yakın bir mesafeden tutarak kullanmalıydım.Asamla "Kobra Oku" adlı hareketi gerçekleştirecektim.O büyük cüsseyi ıskalama şansım yoktu ve kesilen nefesinin ardından sertçe bir tekmeyle adamı camlara sokabilirdim. "Ya adam asamı tutarsa ?" diye geçirdim içimden asam herşeyimdi böyle bir kavgada. Kaybetmeyi göze alamazdım o yüzden adamın asamı tutabileceğini düşündüğüm anda asayı bırakıp adamın hayalarına sertçe bir tekme atacaktım ardından yine camlara itecektim. Az önce kadınlarla birlikte olduğunu düşünürsek çekeceği acı asayı tutmasına engel olurdu.

Rp Out: İmzamı yaparken saldırılar kısmını eklemede hep bir hata oluştu o yüzden buraya yazıyorum eve gidince düzeltirim

Kobra oku:

Bu saldırı rakibin diyaframını hedefleyip onu bir süreliğine soluksuz ve kısmen hareketsiz bırakmaktır(Bildiğim kadarıyla hareketin gerçeği direk diyafram patlatmaya yöneliktir ve muhtemelen başka bir adı vardır ama abartı olacağı ve adını bilmediğim için böyle yapıyorum) Bu saldırıyı iki şekilde yapabilir:
1.Elinin baş ve serçe parmaklarını avuç içinde birleştirip diğer üç parmağı dik ve birbirine birleşik vazıyette tutarak düşmanın diyaframına vurur.
2.Asa kapalı pozisyondayken adamın diyaframına doğru saplama hareketiyle vurur.Asa vuruşu daha uzaktan ve daha fazla hasar vermesine rağmen sersemletme etkisi daha azdır.
Sersemletme özelliği gücümle doğru orantılı artar.



__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 

 Bizim keltoş , adam tırmanırken vurmayarak büyük bir şansı elinden kaçırmıştı. Bu onun sonu olabilirdi. Sonuçta karşısındaki adam dev gibiydi. Birkez kollarına aldımı suyunu çıkarırdı bizim keltoşun.

Ama bizim keltoşun planı vardı. Rakibine sopasıyla saldıracaktı. Ama adamın sopasını tutma ihtimaline karşı önce adamın hayalarına tekme atmayı tercih etmişti. Mantıklımıydı? Bence değildi. Çünkü bu adamın hızla gelen bir sopayı durdurması çok mümkün değildi...

 

Ahali sopasını bırakıp adamın hayalarına tekma atmayı denemişti. Başarılı olmuşmuydu? Kısmen... Ahalinin tekmesi adamın hayalarına değmesine çok az bir zaman kala bizim goril onu yakasından yakalamıştı. Sonuçta bu adam çok uzundu ve dizlerine kadar gelen kolları vardı. Ayrıca bir insanın bedenini tutmak bir sopayı tutmaktan kolaydı.  Peki şimdi ne olacak? Ahali öldü mü? O zaman yeni karakter açsın... Hahaha sadece şakaydı. Ahali yakalanmıştı ama adamın elinden hızında etkisiyle hafifçe ileri kaymış ve tekmeyi atabilmişti. İstediği kadar etkili değildi ve bunun sonucunda adama yakalanmıştı ama iyi bir hamleydi. Tekmeyi yiyen rakibi acıyla sol eliyle tutuğu keltoşu solundaki duvara fırlattı. Keltoşun sırtı duvara çarpmış ve fena halde acımıştı. Fıçı adamınsa durumu daha vahimdi. Malum yerini iki eliyle tutup yerde debeleniyordu. Ahali hızlıca bir şey yapmazsa adam birazdan ayağa kalkabilirdi.

 

Durum: Sırtını duvara çarptın. Artık fazla hoplama zıplama yapamazsın(Bu dövüş için.) adam 5m sol çaprazında. Sopan ise 6m solunda.



-- Edited by Daiki Amida on Friday 19th of July 2013 11:21:30 PM

__________________
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

Rp out : bu gün yazarım bir aksilik çıkmazsa rp mi ama demek istediğimi anlatamamışım galiba ben orada hamlemi yaparken birden asamı bırakmayacaktım eğer olurda adam ben hamlemi yaparken asamdan tutarsa o zaman asamı bırakıp bel altına yönelcektim tutmazsa hamlemi tamamlıyacaktım ( asamın ucundan tutarken adam beni yakalayamaz herhalde )
Rp in :

  Adamı şaşırtmak için hamlemin ortasında birden asamı bırakıp adamın hayalarına doğru tekme savurmaya kalkmıştım ki.Birden kocaman bir elin vücudumu tuttuğunu fark ettim."Hasiktir! adam tahmin ettiğimden akıllıymış" diye geçirdim içimden. Hemen bir şeyler yapmam lazımdı; kendimi biraz ileri doğru sallayıp adamın hayalarına tekmemi salladım.Bu sefer başarılıydı. Ama adam sinirlenmiş olacak ki kendimi duvarda buldum.Doğrulup kalktığımda sırtım fena halde ağrıyordu.Koca oğlan ise yaklaşık altı metre uzakta malum yerini tutuyordu.

  Elimi çabuk tutmazsam adam yerden kalkabilirdi.Asamı almaya vaktim yoktu.Ama adamın çok dibine girmekte riskliydi.Bu yüzden en mantıklısı tekmemi kullanmak olacaktı.Sırt ağrıma aldırmamaya çalışarak adamın üzerine doğru koştum. Boyun tarafına atacağım sert bir tekme dövüşün gidişatını değiştirebilirdi.Hem elleri hayalarında olan birinin boynunu savunması biraz zordu.

Rp out 2 : Hocam dediğim gibi olayları senin anladığın yönde değiştirdim ama ben genel olarak iki ihtimal üzerine yapıyorum hamlelerimi onu hesaba katarsan sevinirim.



-- Edited by ahali on Monday 22nd of July 2013 12:16:11 AM

__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 

  Genç adam hiç vakit kaybetmeden işe koyulmuştu. Sevdim bu adamı saçma konuşmalar yada tehtitler yapmadan direk olaya girmişti. Girmişti girmesine ama sırtı ona büyük bir yüktü. Sırtındaki acıyı unutmaya çalışsada bu bir deve kuşunun kafasını kuma gömmesi kadar etkili olmuştu. Ağrısı yüzünden yavaş hareket etmişti...

 

 

  Ahali adamın önüne gelince boynuna doğru tekme atmaya çalışmıştı. Ama acısının etkisinden mi yoksa kötü bir nişancı olduğundan mı bilinmez tekmesi boyun yerine adamın burnuna gitmişti. Elleriyle aletini tutan adamın bu harekete karşı hiç bir savunması yoktu. Keltoşun tekmesi çok sert gelmişti ve devin burnu kırılmıştı. Hemde ne kırılma sesini taa buradan duydum. Kırık sesini adamın korkunç çığlığı ve kan takip etmişti. Evet adamın yüzü az önce kırılan burnu yüzünden kan içindeydi. Burnu kırılan adam acıyla hayalarını tuttuğu ellerinden birini serbest bırakıp Ahaliye doğru savurmuştu. Şimdi Ahaliye doğru gelmekte olan uzun bir kol vardı. Bakalım genç adam buna nasıl karşılık vericek?

Rp out: Eğerli cümle yada hareketlerde bulunma. Kesin ve net bir hamlen olsun. Yani eğilirse şunu zıplarsa şunu yaparım deme.



-- Edited by Daiki Amida on Monday 22nd of July 2013 05:47:20 PM



-- Edited by Daiki Amida on Monday 22nd of July 2013 05:48:38 PM

__________________
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 

   Doğruldum adama doğru koşmaya çalışıyordum.Bir kaç adımdan sonra fark ettim ki aslında sadece çalışıyormuşum.Şiddetli sırt ağrım yüzünden koşmak denemezdi buna yürüyordum adeta.Ama baktığımda adamın durumu benden daha vahimdi yanına geldiğimde hala ellerini organından çekememişti.Adama tekme mesafesinde yaklaşmıştım.Ayağımı kaldırdım adamın suratına doğru bir tekme savurmaya çalıştım fakat bu nasıl bir acıydı ki kendi tekmemin kontrolünü kaybetmiştim. Tekme kendini hiç bir şekilde savunamayan adamın boynu yerine burnuna isabet etmişti.

   Adamın suratını ayağımda hissetmemle birlikte şiddetli bir kırılma sesi gelmişti.Fazla geçmeden adamın çığlığı ve burnundan akan kanlar takip etmişti bu kırık sesini.Ama yalnız değildiler kendilerine eşlik eden bir kol vardı; adam çektiği acının etkisiyle kolunu bana doğru sallamıştı ve muhtemelen o kol bana çarparsa duvardan daha beter edebilirdi.Gerçi can havliyle savurmuştu kolunu devamı gelmezdi ama şimdi bir şeyler yapmam gerekliydi. Geriye doğru atlayamazdım ;adamın kolu çok uzundu ve benim fena halde ağrıyan sırtım buna izin vermezdi.Saldırıya savuşturmaya kalksaydım; kollarımı kaybederim herhalde.Kolunun üzerinden de atlayamam adamın boyu çok uzundu omzu zaten benim bel seviyemi geçiyordu ve adam kolunu hayalarından doğru savurduğu için yerden yukarı doğru çapraz bir biçimde gelecekti kolu.Bu yüzden en iyisi alttan geçmekti.Çömelmeye kalksam çok geç kalırdım hamle o kadar yukarıdan değildi.Kendimi sırtımın üstüne doğru attım ama bunu yaparken de ellerimi arkaya çektim; yere sırt üstü düşemezdim, ön kolumun üzerine düşmeyi planlıyordum.Gerçi planım burada bitmiyordu.Adam kolunu üzerimden savururken ben de koltuk altına doğru bir tekme savuracaktım. 

 

rp out : hocam eğer yazmayın demişsiniz de benim dövüş stilime duruma göre dövüşmek yazdım.Yani dövüşte yapabileceğim net hamleler yok ki alev topu atmak, ya da ne bileyim kılıcımdan enerjiler fırlatmak gibi. He şu anki seviyenle olmaz diyorsan anlarım

Rp out 2 : bu arada koltuk altı boş bir yer olarak gözükebilir ama içinde hatrı sayılır derecede damar ve sinir vardır



-- Edited by ahali on Monday 22nd of July 2013 09:41:07 PM

__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 

   Genç adamın hareketi kısmende olsa başarılı olmuştu. İyi çocuk sonunda bir şeyler başardı gibi. Ama önce adamın savurduğu koldan kaçınması lazım. Keltoş akıllıca düşünmüş ve bu saldırıdan geriye doğru atarak kurtulmuştu....

 

 

  Hamlesi bununlada bitmemişti. Geriye düşerken kolunu öne çektiği için sırtı hasar almamış bununla beraber adama doğru bir tekme atmıştı. Zaten acıyla kıvranan adamın koltuk altına gelen bir tekme onu iyice kötü duruma sokmuştu. Ama hayalarına yediği darbenin etkisi geçtiği için hafiften ayaklanıyordu. Tabi artık sağ kolu neredeyse kullanılmaz haldeydi. Adam sol dirseğine yüklenip ayağa kalkmaya çalışıyordu. Tabi bunu yaparken sırtını Ahaliye dönüyordu. Peki dostumuz bu durumda ne yapacaktı? Pekleyip görelim.....



__________________
Korsan
Status: Offline
Posts: 54
Date:
Permalink   
 
Adamın savurduğu kolu üzerimden geçiyordu.Bu sefer şansı yaver gitmemişti anlaşılan. Adamın koltuk altına doğru bir tekme salladım ama bu bir önceki tememden farklıydı ve hedefini bulmuştu "Demek ki kendime geliyorum" diye düşündüm.
Adamın doğrulmaya çalıştığını farkeetim demek ki hayalarının acısı dinmişti bu yüzden elimi çabuk tutmalıydım. Bununla birlikte fark ettiğim başka bir şey vardı; adam beni tutmaya çalışmak yerine sadece sol dirseğinden destek alarak kalkmaya çalışıyordu ve bunu yaparken bana arkasını dönmüştü zeki çocukDemek ki tekmem istediğim etkiyi yaratmıştı ve adamın sağ kolu fena haldeydi.

Toparlanıp ayağa kalkmam lazımdı ve dirseklerimin üzerinde olmam bu işi kolaylaştırıyordu. Kendimi öne doğru kaldıracaktım. Şu anki sırt ağrımla bunu yapmam pek kolay olamazdı. Bu yüzden belli bir mesafeden sonra sağ elimle adamın artık pekte kullanılabilir olmayan dağ kolundan destek alacaktım. İlk adımımı adamın sağ ayak bileğinin çaprazına doğru basıp adamın ayağını burkacak, sol dirseğmle adamın kulağına vuracaktım. Ardındanda yükümü adamın bileğine vererek asamın olduğu yönde zıplayacak ve asamı almaya gidecektim. Tabi fazla havalanmamakta fayda vardı zira bu sırtımı daha da kötü yapabilirdi.

Rp out: telden yazayım dedim renklendirme yok o yüzden bir de imla hatalarım olabilir başka hatalarım da varsa affols

__________________

Ekran+Al%25C4%25B1nt%25C4%25B1s%25C4%25B1.PNG

GM
Status: Offline
Posts: 37
Date:
Permalink   
 
Keltoş yine harekete geçmişti. Bu seferde adamın ayağına basıp kendini geri fırlatıyordu. Sırtına rağmen böyle bir harekette bulunmak büyük riskti....


Dazlak adamın ayağına basıp kendini geriye atmayı denemişti. Başarmıştıda. Ama sırtı yüzünden dengede durmakta zorlanmış ve zıplaması bitip ayağı yere değince k.ç üstü yere düşmüştü. Adam ise ayağına yapılan baskı yüzünden bir kez daha inlemişti ama yinede ayağa kalkma niyetindeydi. Bakalım keltoş ne yapacak?



Durum: Silahına 3m mesafedesin sürünerek onu alabilirsin. Yada ayağa kalkıp, ayağa kalkmaya çalışan adama engel olabilirsin. Tekrar söylüyorum fazla hoplama zıplama yapma.

__________________
Page 1 of 1  sorted by
Quick Reply

Please log in to post quick replies.



Create your own FREE Forum
Report Abuse
Powered by ActiveBoard