"Aradan yedi yıl geçmişti.Yedi yıldır kendimi eğitmekteydim ve kendimeverdiğim sözü tutup bir korsan olmanın vakti gelmişti. Ama elimde ne bir gemi ne de para vardı veya bir tayfam.Buraya bile bir keşişe yardım etmek isteyen yolcular sayesinde gelmiştim.Gerçi bunda şeytan meyvemin etkiside az değildi ya neyse.Bunları düşünmek yerine eksikliklerimi gidermeliyim" diye düşündü Ahali gözlerine çarpan güneşin altında yürürken.Gemiden yeni inmişti ve hâlâ sarsıntılı hissediyordu.Gemiden kimseye teşekkür etmediği bir an aklına geldi.Umursamaz bir şekilde güldü bir an ve düşüncelerine devam etti;"Meyhaneye gitmeliyim.Her ne kadar bir keşiş için saçma bir yer gözükse de insanı ve parayı bulabileceğim yer orasıydı.Belki şu kafasına ödül konmuş aptal korsanlardan birini avlarım.Hem param hem ünüm olur."Şehire yaklaşınca bir an durdu."Kendi tayfamı mı kuracağım yoksa başka bir tayfaya mı katılacağım.Hem bir bayrağımda yok" diye düşündü.Güldü, "Bayrak dediğin nedir ki illa bulunur.Herşeyi oluruna bırakmak lazım" dedi kendi kendine.Bu arada şehrin gürültüsü kulaklarına gelmeye başlamıştı.Şimdi yapması gereken meyhaneyi bulmak ve herşeyi oluruna bırakmaktı

Barın kapısını yavaşça araladım fazla dikkat çekmek istemiyordum.En azından şimdilik.Bar karanlıktı ve bu benim için iyiydi.Sonuçta barda elinde asasıyla dolaşan bir keşiş insanların dikkatini fazlasıyla çekerdi ve bu benim için pekte iyi sayılmazdı. Aklımdan bu düşünceler geçtikten sonra bir an durup güldüm."Keşiş?" herhalde gemide ki yolculardan takılmıştı ağzıma.Gerçi kötü birşey değildi ama ben bir keşiş için fazlasıyla kötüydüm.Yavaş ve sakin adımlarla mümkün olduğunca az dikkat çekerek meyhanecinin önüne oturdum asamı tezgaha yaslayım meyhaneciye doğru eğildim.Elimi hafifçe çevirip sadece kendimin duya bileceği şekilde fısıldadım ; "İyilik,kötülük dengesi kötülük yönüne %25 , hırs,mantık dengesi hırs yönüne %25 " ( şeytan meyvesi yeteneğim ile meyhanecinin dengelerini değiştiriyorum süre 5 dk) ve meyhanecinin kulağına eğilip sordum; "Hem bir miktar para kazanıp hemde barın ve şehrin güvenliğini arttırmak ister misin ? " cevabı beklemeden devam ettim ; "Bana burada düzeni bozup kötülük yapan ve kafasına ödül olan bir korsan göster bende korsanı senin yerine ödülün %60 ı karşılığında öldüreyim." ve gülerek ekledim " yalnız olursa ve öldüremiyeceğim kadar güçlü olmazsa sevinirim" 

RP out: rp yi 3. kişiden 1 e çevirdiğimin farkındayım kusura bakmayın birden kararım değişti :D

Saldırını karşılayamatıp darbeyi yiyor.Ayağa kalktığında kısa süreli göğsünü tutup silahlarını çıkarıyor."Canımın yandığını mı sanıyorsun? Ben Tabanca Kira'yım!" bunu diyince başına ödül konmuş olduğunu hatırlayarak anladın.Çift silah çıkarıp ateş etmeye başladı.Çok hızlı hareket etmekteydi ve sürekli sıkıyordu.Sİz dövüşürken kalabalık dağılmıştı.

En sonunda belediğim açığı vermişti gerçi bu arada benimde hızlandırmamın sonuna gelmişti ama artık benim dansım başlayabilirdi.Acelem yoktu işi riske atmamak için adamın bir açığını daha beklemeliydim ve bu açığı muhtemelen daha kolay bulacaktım.Adamdan biraz uzaklaştım yeni ve daha uzun aralıklarla gelen mermilerden kaçarken adama seslendim;"Hey kovboy dans etmeyi sever misin." ve adamın mermileri bitince üzerine doğru koştum amacım "Üç ayak" adlı saldırımı uygulamaktı.

rp out:imzayı düzenleyecek vaktim yok şu an kusura bakmayın yarın hallederim

Rakibimin kurşunlarının bitmesini bekledim ve üzerine doğru koşmaya başladım ve tahminimden çok daha yavaştı.Gerçi ölü sayılacak bir insan için gayet hızlıydı ama yinede ilk tekmeyi göğsüne yemekten kurtulamadı.Adam sendeleyip bir iki adım geri giderken ben ikinci tekmeye yeltenmiştim ama bu arada kafamda bazı düşüncelerde oluşmuştu;"Ne yapmıştı ki bu adam ölmek için?" ama kendi sorumu kendim cevapladım."Güçsüz biri ve güçsüz olduğu için yaşamayı haketmiyor." Düşüncelerim hareketlerime engel olmuyordu.Adam suratına ikinci ve muhtamelen gayet sert bir tekmeyi yemişti.Üçüncü tekme için ayağımı yere bastığımda bir düşünce daha bastırmıştı aklımı;"Peki ya Master Yen ne yapmıştı ölmek için onunda suçu güçsüz olmakmıydı? Peki ya Kaptan Ahmet?Hayır hayır güç suç değildi.Yanlış yere güvenmek suçtu.Biz tapınaktayken denizcilere güvenmiştik.Kaptan tayfasındaki o genç kıza ve bu adamda kendine fazla güveniyordu." Düşünceler beni fazla meşgul etmiş olacak ki en kolay tekmeyi kaçırmıştım.Adamayağımın altından yuvarlanarak köşedeki sandalyenin oraya doğru kaçtı.Doğruldu.Fazlasıyla sinirliydi "Beni bu kadar kolay alt edebileceğini mi sanıyorsun" diye bağırdı. "Ne oldu sert kovboy canın mı yandı?" diye aşşağılar bir tavırla gülümseyerek sordum.Adam daha çok sinirlenmiş olacak ki yanında ki sandalyeyi bir hamlede kırıp ayağını elime aldı ve üzerime doğru koşmaya başladı.Şaşırmıştım."Mermileri mi bitti yoksa sadece hırslarına yenik düşen bir aptal mı?" diye düşündüm. "Belki durumu anlamıştır.Ama o kadar zeki birine benzemiyordu.Ama anlasa bile ne olabilirdi ki elinde bir sandalyeyle koşan normalden daha güçlü ama bir o kadarda yavaş bir silahşör" bu arada adam iyice yaklaşmıştı bir saldırı yapmaya veya sağa sola doğru kaçmaya fırsatımda yoktu.İlk hamlede geri doğru kaçacaktım ve daha sonraki yana doğru savurma hareketlerindede öyle. Adam sandalyeyi-Gerçi sandalyenin sadece ayağıydı ama- yukarıdan aşşağıya doğru salladığında yana doğru kaçıp hızlıca adamın arkasına geçip asağımı adamın arkada kalan ayak bileğine doğru hızlıca saplıyacaktım.Tabi eğer yapa bilirsem.Adam yeterince yakındı ve ben geriye doğru sıçramaya çalıştım.

Rp out: olur umarım anlaşabiliriz :D gerçi ussop-sama seven biri olarak anlaşırım herhalde :D ama kafama takılan hamlemin ortasında niye birşeyler düşündüğüm :D kusura bakma denizcilere çeviremedim ama idare edin artık:S

Çocuklar sana karşı saldırıya geçti. Sen doğru anı bekledikten sonra şeytan meyveni hız yönünde arttırarak aralarından sıyrıldın ve çocukların birbirlerine kafa kafaya çarpmalarını sağladın. Adamı kenarda duran bir ağacın önüne bıraktın ve "kızlar biraz sakin olun bu adamın yüzü bana lazım" dedin. Bunun üzerine 3 çocuğun koşarak uzaklaştıklarını gördün.

Kalan çocukların görünümleri böyleydi:

Spoiler

Kalan çocuklar sana bıçak çekti ve sana doğru savurmaya başladılar.

Uzun saçlı çocuk hariç diğer ikisini hiç zorlanmadan enselerine asan ile sert bir şekilde vurarak bayıltmıştın. Sadece uzun saçlı çocuk kalmıştı. Çocuk korkulu gözlerle yerdeki iki arkadaşına baktı. . .

O sırada kaçan 3 çocuk adanın abisini çağırmaya gitmişti.
3 çocuk aynı anda "Abiiii Abiii Yavan Abiii koş adaya bir keşiş geldi ve Saye gili dövüyor." dediler. Yavan sinirlenmişti. Elinde tuttuğu demir bardağı sıkarak büktü ve yere attı. Yavan "Nerede bu keşişş?" dedi. Çocuklar yolu göstererek "şurada abi" dediler. Yavan hızlı adımlarla dövüşün yapıldığı yere gidiyordu. Ve arkasındaki çocuklar "Ya ya ya şa şa şa Yavan Abi çok yaşa" şeklinde tezahürat yapıyorlardı. Bunları duyan Yavan daha çok gerinerek yürüyordu. Çok çabuk gaza geliyordu. En sonunda alana ulaştı 2 çocuğu yerde yatarken görünce deliye döndü. Bir yandan "Sen kimsin laaan" diye bağırıyor bir yandan da üzerine doğru sert adımlarla koşmaya devam ediyordu ve sana yaklaştıkça sen zeminin daha çok sallandığını hissediyorsun.

Yavanın görünümü:

Spoiler

Adam beklediğimden çok daha hızlı çıkmıştı ben daha hamle mi yapamadan adamın omuzlarımdan sıkıp "hayırdır kardeşim derdin ne gücün küçük çocuklara mı yetiyor" demesi bir olmuştu.Nasıl bu kadar hızlı olabilirdi ki?Adamın kollarından kurtulmaya çalıştım ama en azından bunda yanılmamıştım; adam bir ayı kadar kuvetliydi ve ben hareket bile edemiyordum."Şeytan meyvemi kullansam?Ama bu kezde adam hayal bile edemiyeceğim bir hıza ulaşırdı." Yapacak birşey olmadığını anlayınca sesimi olabildiğince sakinleştirerek;"Senin çocuklar benden yüklü miktarda parayı çalmak istedi.Şu yerde yatanları bayılttım.Endişelenmene gerek yok." dedim adama en azından biraz dayak yer kurtulurdum."Para?" diye sordu ve bende doğal olarak açıklamak zorunda kaldım;"Evet şuradaki adamın başında ödül olduğunu düşünüyorum.O adamı almak istediler." Adamın yüzünden şakinleştiği belliydi bunu omuzlarımın acısının azalmasından da anlayabiliyordum gerçi. Omuzlarımı bıraktı ama bu seferde kolunu omzuma atarak; "Çocukların kusuruna bakma onlar adına ben özür dilerim.İstersen denizcilere gidip paranı alalım.Buranın lideri benim öz amcam olur evrak işleri olmadan parayı alabilirsin." dedi.Titrek bir sesle;"Te-teşekkür ederim" dedim fazlasıyla şaşırmıştım: "Hem o ağır cüssesiyle şeytan meyvemi kullandığım halde bana nasıl yetiştiğine hemde denizcilerden yanaysa o çocuklarla ne gibi bir ilgisi olabileceğine." tam kafamdan bu düşünceler geçerken iri adam beni şaşırtmaya devam etti ve " Sen çok yorulmuş olmalısın, ver ben taşıyayım" dedi.Hiç birşey demeden kafamla onayladım ve karargâhın yolunu tuttuk.Şüphelenmiştim; "Acaba beni bir tuzağa mı götürüyordu? Ama öyle birşey yapmasına gerekte yoktu ki adam istese kemiklerime ayırırdı beni." kafamda bin bir türlü soruyla karargâha vardık ve hiç zorluk çıkarmadan ödül olan 9.000.000 belli yi aldım ama bu arada Yavan'ın amcasının sözleride kafamı kurcalamıştı;"İnanmıyorum Tabanca Kira'yı nasıl yakaladın?" diye sormuştu adam."Ne vardı ki bu güçsüz adamda da bu kadar şaşırmıştı.Harbi bu arada nasıl bu kadar etmişti bunun ödülü?" Kafamda binbir türlü soru vardı.Cevapları nerde bulabileceğimi düşünüyordum birde barmen geldi aklıma "Hem adamın parasınıda veririm" diye düşündüm ama birden vazgeçtim bu fikirden bu Kira'da da bu barmende de birşeyler olmalıydı ve asıl tuzağa şimdi gidiyor olabilirdim "Barmenin parası şimdilik durabilir" dedim kendi kendime.Onun yerine aklıma başka bir fikir gelmişti:bizim Kocaoğlanı takip edecektim iyilik yapmaya hecesli birine benziyordu muhtemelen gidip o çocuklara tavsiye verecekti.Bende o gittikten sonra çocuklardan bir miktar para karşılığı neler döndüğünü öğrenecektim.Ama önce bir bez bulmam lazımdı paraları bohça yapıp asama asacaktım daha fazla tehlike istemiyordum.İşi kolaylaştırmak için şeytan meyvemi kullandım iki kez: [Hız-Güç dengesi hız yönünde %50],[Panik-Soğukkanlılık soğukkanlılık yönünde %50] ve işe koyuldum.

out: kendi konuşmalarımı azcık değiştirdim.