Aradan bir kaç gün geçti. Denizde ilerliyorduk Oki'nin rotacılık yeteneklerine güvendiğimden kaybolma riskimizin olduğunu düşünmüyordum beni tedirgin eden 2 şey vardı. Birincisi birimiz yaralanırsak kim tedavi edicek diğeri ise Kızıl Kabus'a bişey olursa kim tamir edicek. Bunları düşünürken uzaktan gördüğümüz bir gemi üzerimize doğru yaklaşmaya başladı ve tamamen yanımıza geldiklerinde içlerinden biri hızlı bir şekilde tutunma tahtalarına gelerek "Merhaba!" diye seslendi.

Tedirgin olmuştum acaba neden yanımıza yaklaştılar dostça bizden erzak filan mı isteyeceklerdi yoksa savaş mı yapacaklardı? Her ihtimali düşünmek zorundaydım ve adamın çevikliğine bakacak olursak hafife alınacak bir tayfa olmayacağı belliydi. Hemen tayfadakilere adama çaktırmadan işaret ettim olası bir tehlikeye hazır olmaları için adam hızlı bir şekilde gemimize gelecek olursa Haru hemen onu karşılayacaktı ama adam gelir miydi onu bilemem bunları planladıktan sonra Haru'ya işaret verdim o ne demek istediğimi anlamıştı ve adama doğru döndüm biraz sert bir ses tonuyla "Merhaba!" dedim.

Söylediklerim üzerine gülümsedi ve "Güzel.Sanırım akıllı birisin.Öyleyse sen gemideki yiyecekleri ve erzakları da verirsin değil mi akıllı çocuk?!Eee ihtiyacımız var da, hehe..." dedi. Tamda düşündüğüm gibi adam resmen beni küçümsüyordu belkide adamlarının ihtiyacı vardı ama yinede beni küçümsemesi hoşuma gitmedi. Enerjim ve moralim çok yüksekti savaşa hazırdım.

Hemen bir plan yapmalıydım bunları söylediğine göre cesur biri olduğu belliydi ve savaşmaya hazırdı. Bende hazırdım ve planım hazırdı. "Haru! Bei! Hadi beyler!" diyerek çita formuna dönüşüp hızımı kullanarak adamın yanına gidecektim eğer adam kaçmazsa hemen adamın yakasına yapışıp yere yapıştırıp adamdan bilgi alacaktım. Eğer adamın tayfası onu kurtarmaya çalışacak olursa onlarlada Haru ve Bei ilgilenecekti ve hemen işe koyuldum ve bağırdım "Haru! Bei! Hadi beyler!" Haru ve Bei benim ne demek istediğimi anlamıştı sanırım.

İşler tam istediğim gibi gitmiyordu. Bu adam gerçekten çok hızlıydı en az benim kadar hızlıydı belki de bendende hızlıydı. Ama bazı şeyler yolunda gidiyordu Haru ve Bei diğer tayfa elemanlarını yenebilicekmiş gibiydi onlarla uğraşmamam gerekiyordu benim sadece şu kaptanlarına odaklanmam gerekiyordu.

Bu çocuk belkide karşılaştığım en güçlü korsandı. Ne yapmam gerektiği hakkında pek fikrim yoktu ama bişeyler yapmazsam işim biterdi çünkü adam hiç yerinde durmuyor sürekli uçan tekmeler atıp duruyordu. Onu kendi silahı ile vurmalıydım bizden erzak istediğine göre erzakları bitmiş olmalıydı ve enerjisi bitmeye yakın olmalıydı. Ben onun darbelerinden kaçmaya devam edersem elbet bir zaman enerjisi bitecek ve benim saldırım olan "Chita Chita Fırtına Yumruklar" saldırımı yapmam için fırsat olacak. Şimdi işe koyulmalıydım biraz gaza getirmem gerekiyordu ve ona "Hadi bak daha ayaktayım hala beni yakalayamadın." dedim.

Planım istediğim şekilde ilerlettim ve tam iyi gidiyor derken adam sandığımdan da iyi çıktı bana bir kaç kere vurmasıyla gücümün zayıflamasını sağladı artık yapacak bişey kalmamıştı ve "Chita Chita Storm Punchs" saldırımı kullandım. Yorgun olduğum için çok etkili olmadı ama yinede adama epey zarar vermişti. Bir süre daha böyle devam ettikten sonra adam dayanamayıp "Pes!" dedi.

İşte bu! Adam pes etmişti. Bu beni mutlu etmişti ancak hemen sevinmemeliydim. Adama doğru yürümeye başladım ciddi bir tavıra büründüm ve adama doğru seslendim "Sende kimsin ve neden bizi küçümseyerek bizden erzağımızı vermemizi istedin." dedim. Sonrasında ise adamın yakasına yapışıp adam hakkında bilgi alıp onlara düzgünce bizden erzak isteselerdi verebileceğimizi söyleyecektim. Sonrasında ise adamı biraz hırpalayıp savaş ganimetini toplayacaktım.

Adam gerçekten onurlu ve saygın birine benziyordu ona doğru geldiğimde bana "Tamam dostum tamam sakin ol! Biz sadece yiyecek istiyoruz.Bana dayak atabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun büyük ihtimal yalnızca birbirimizi öldürürüz, hepimiz!" demişti.

Bunun üzerine bir yanım onunla dövüşüp ona güçsüz olmadığımı göstermeyi diğer yanım ise bir yemek için boşu boşuna 2 korsanın dövüşmemesini istiyordu. Ama ben dövüşmemeyi tercih ettim çünkü bu korsanda benim kadar güçlüydü ve ilerde benim için belkide gerçekten dövüş yapabileceğim birine benziyordu. Bunları düşündükten sonra üstümü toparladım ve adamın gözlerinin içine bakarak elimi uzattım ve "Sanırım kavga burada sona ermeli baksana sadece birazcık erzak için 2 korsanın böyle birbirine düşmesi çok kötü oysa bizim marinelere karşı savaşmamız gerekiyor neyse ben Çaça bu korsan tayfasının kaptanıyım ve bunlarda tayfa elemanlarım." dedim ve sonra Oki'ye dönerek "Oki bizede kalacak şekilde arkadaşlara erzak verelim." dedim. Belkide yeni bir dost kazanacaktım belkide adam beni yine küçümseyecekti.

Gülümsedi ve elimi kavradı sonrada kendini tanıttı ve Nord Korsanları hakkında bilgi verdi. Onlara yaptığımız cömertliğe karşılık olarak onlarda bizi yemek için gemilerine davet etti. Bana aşçılarının kaçtığını söyledi bir an durdum ve düşündüm sonra umarım Bei bana böyle birşey yapmaz dedim sonra yemeğe geçtik Bei yine çok güzel yemekler hazırlamıştı Fuoda ile konuşurken konu North Blue'daki tanınan korsanlara geldi. Fuoda başında 9 milyonluk ödül olduğunu söyleyince şaşırdım sonrasında ekledi "Bu da bir şey mi bu denizde 47 milyon belilik adamlar var.Barbar korsanları.Onlardan birini yakalayıp bir şekilde denizcilere ulaştırmayı planlıyorum.Fakat henüz onları yenemeyiz.Belki de bana yardım edersin?"

Demek az önce 9 milyonluk biriyle çarpıştım ve sonunda ölmedim ve onun pes etmesini sağladım. Özgüvenim artmıştı ama bana söyledikleri sözler gururumu kırmıyor değildi neyse bunları düşünecek vaktim yoktu. Sonra durdum ve söylediklerini bi düşündüm sonrasında ise şu anda bir amacımız olmadığı aklıma geldi ve Fuoda'nın gözlerine bakarak "Tamam diyelim teklifini kabul ettim şimdi ben senin tayfanamı katılmış olacağım korkarım ki dostum bunu yapamam eğer Barbar Korsanlarını yenmemiz gerekiyorsa onlara iki tayfa olarak saldırıcaz eğer kabul edersen ve ganimetin yarısını biz alacağız." Sözlerimde çok etkileyici olmam gerekiyordu.

Haru başını çevirip "Geliyorum!" diye bağırdı ve karşısındaki düşmanın kalkanına sağlam bir darbe indirerek onu sarstı ve hemen Chikashi'ye doğru bir atak yaptı.Chikashi kesilmişti ve kesildikten sonra Fuoda da sen de birkaç kez ona vurmaya devam ettiniz.Taki kılıcını 360 derece döndürüp hepinizin geri çekilmesini sağlayana dek.Çok sinirlenmişti ve Haru'ya bakarak savaş narası attı."Haaaaaaaaaaaa!!!!!". Haru baya ürkmüştü ve adamın gelişinden nasıl savunma yaparsa yapsın doğranacağı o kadar belliydi ki geçici olarak kaçmaya yeltendi.Her şey saniyeler içerisinde gerçekleşiyordu ve zaten tombul olup hızlı koşamayan Haru'ya yardım etmeliydiniz.(burda fuoda'yı da yönetebilirsin)

Çita formuna geçip hemen sağa doğru atıldın ve ayakların yere değdiği gibi hemen zıplayıp ona saldırdın.Saldırını ise kılıyla engellemişti.Fuoda da kılıcını senin tarafına çevirdiği için bu fırsattan yararlanıp Chikashi'nin kılıcını kavradığı sağ kolunu var gücüyle tutup saldırı yapmasını durdurmaya çalıştı.Fuoda'nın bok çuvalı gibi fırlatılması uzun sürmemişti.Adam hayvan gibiydi ve Fuoda'nın hızı yetse de gücü ona yetmiyordu.Sonra Fuoda kalktı ve Chikashi'yi oyalayacak saldırılar yapmaya başladı...

Haru başını çevirip saldırdı. Tamda planım işe yarıyordu fakat adamın gücünü hafife almamalıydık Haru'nun ve bizim darbelerimizden kaçtıktan sonra 360 derecelik kılıç saldırısıyla bizi savuşturdu. Sonrasında ise Haru'ya doğru bir saldırı hazırlıyordu gelişinden saldırısının Haru'nun işini bitireceği anlaşılıyordu.

Ne yapmalıydım. Fuoda ve ben gerçekten hızlıydık ama onun gücü bizimkinden çok daha fazlaydı. Ne yapmalıydık Haru'ya saldırmasına izin veremezdik. Fuoda'ya işaret ettim ve Chikashi'ye saldıracaktık. Hemen bağırmalıydım yoksa Haru elden gidecekti. Chikashi'ye doğru bağırdım "Hey! Seni aptal! Rakibinin kim olduğunun farkında değilmisin. Eğer gerçek bir dövüş istiyorsan bana gel." dedim ve "Chita Chita One Hundred Punchs" darbemi yapıyordum. Sanırım Fuoda'da en güçlü saldırısını yapacaktı. Haru'da eğer bizim saldırılarımız onu engellerse en güçlü saldırısını yapacaktı. Böylece onun işini bitirebilirdik.

İşler tam yolunda gidiyordu Barbar Korsanlarının kaptanlarını yenmiştik sırada tayfanın geri kalanı kalmıştı. Ne yapmalıydım diye düşünürken Fuoda 2.kaptanı olan Murloc'a yardım etmem için Murloc'un savaştığı düşmanı "Onu sana bırakıyorum!" diyerek düşmanımı belirlemişti.

Düşmanın gücünü yeteneklerini filan bilmiyordum. İlk önce düşmanı çözmem gerekiyordu ama nasıl yapacaktım. Biraz düşündüm ve aklıma çevikliğimi kullanmak geldi. Planım ilk önce düşmanı kavramak olacaktı. Düşmanın yeteneklerini ölçmek için çevikliğimle düşmanı üstüme çekecektim. Düşmanın gücünü kavradıktan sonra düşmana saldırmak için Murloctan yardım alacaktım. İşe koyulmalıydım hemen bağırdım "Heyy! Şimdi sıra sende!" ve adamın üstüne doğru koştum

Hepiniz Chikashi'ye en güçlü saldırılarınız ile dalıyorsunuz.Biraz dirense de zaten yaralı olduğu için fazla dayanamıyor ve hedeflediğin gibi son vuruşu yapıyorsun.Fuoda yorgun argın eliyle işaret vererek adamlarının Chikashi'yi gemilerine taşımasını istiyor.Sana dönüp:

"Gel bakalım bu piçin neleri varmış..ahh(nefes sesleri)" diyince başınla onaylıyorsun ve gemide erzak aramaya çıkıyorsunuz.Pek değerli eşya yoktu galiba şehire uğramışken satmışlardı.Fakat tam 100 bin beli bulmuştunuz.Fuoda ile paylaştınız.Fakat Chikashi hakkında bir anlaşma yapmamıştın parayı ona bıraktığını varsayıyordu Fuoda...Ha bir de çok güzel olan kılıcı vardı.Konuyu Fuoda'ya açsan iyi olurdu çünkü pek çok şeyi o alıyordu.

Savaşı kazanmaya başlıyorduk. Son adamlarını da hep birlikte saldırmamızla yerle bir ettik. İşte bu zafer elde etmiştik bu çok mutlu ediciydi hemde güçlü bir korsan tayfasına karşı Barbar Korsanlarının işi bitmişti. Fuoda çok yorgundu ve eliyle adamlarının Chikashi'yi gemilerine taşımak istediğinde bana dönüp "Gel bakalım bu piçin neleri varmış..ahh(nefes sesleri)" diyor bende kafamla onaylıyorum ve gemide erzak arayışına çıkıyoruz. 100 bin beli bulduk ve bunu Fuoda ile paylaştık. Fuoda benden Chikashi'nin parasının onda kalacağını varsayıyordu ayrıca orada bir de kılıç vardı hemde çok güzel.

Fuoda ile bu konuda tartışmak istemiyordum. Eğer tartışırsak arkadaşlığımız sona erebilirdi bu yüzden onun Chikashi konusunda istediğini yapması konusunda bişey demeyecektim ama bi şartım olmalıydı ve hemen Fuoda'ya döndüm "Fuoda dostum bu savaş ikimiz içinde iyiydi ganimet şimdilik benim için yeter Chikashi'nin değeri için birbirimizi kırmaya değmez bu yüzden al o senin olsun fakat şurada duran güzel kılıç benim olacak." dedim ve elime kılıcı aldım inceler gibi yapıyordum. Eğer kılıcı elde edersem onunla antreman yapıp daha güçlü saldırılar yapmak için kılıç yeteneklerimi geliştirecektim.

-- Edited by Hawkeye Mihawk on Monday 15th of July 2013 08:36:12 PM

İşte bu tamda planım istediğim gibi gidiyordu. Kıza yaptığım en güçlü saldırım Chikashi gibi değildi onda işe yaramıştı ve kızıda yenmek üzereydik derken Fuoda kendince intikam almak için kıza son darbeyi vurdu. Sırada tayfanın geri kalanı kalmıştı Haru baltalıyı yenmişti ve birden Chikashi'nin ürkütücü sesini duyduk sanırım sadece o kalmıştı.

Artık yapmamız gereken var gücümüzle Chikashi'nin kalan enerjisini bitirmekti. Savunma ve saldırı yönünden çok iyiydi fakat çok hızlı değildi bu yüzden birden fazla kişiyle baş edemezdi ve benim planımda bunun üzerinden olacaktı. Fuoda'nın yanına hemen gittim ve planımı ona açıkladım Chikashi'nin muhteşem defansını sadece kılıçlar geçebiliyordu bu yüzden ben biraz Chikashi'yi oyalayana kadar buradaki bütün kılıç ustalarını topla ve onlara saldırmalarını emret dedim. Şimdi ise Chikashi'yi oyalamak gerekiyor eğer planım başarılı olursa son vuruşu ben yapıp Chikashi'nin işini biterecektim bu sefer kendime güvenim tamdı ve bu sefer başaracağıma inanıyordum.

Fuoda "Teşekkürler dostum, kılıç sende kalabilir en azından böyle güçlü bir kılıcı sana borçluyum." diyerek kılıcı koyduğu yerden çıkarıp sana veriyor.Sen de beline asıyorsun.Şehire ulaşınca Chikashi'yi verip parayı alıyorsunuz.Tabi para Fuoda da kalıyor.Ayrıca ertelenmemesi gereken bir şey vardı.Murloc.Tayfanın 2. kaptanı kötü bir sonla göçüp gitmişti.Cesedini gömdünüz ve mezarının etrafını birkaç çiçekle süslediniz.Belki bu çiçekler onu rahatlatırdı.Fuoda sana dönüp "Şimdi ne yapmayı planlıyorsun?Ayrılacak mısın?Biz bu parayla güzelce bir gemi, top falan alıp grandline'a gitmeye birkaç adım daha yaklaşacağız."