Ahh soktuğumun denizcileri . Nerden çıktı bunlar . Savaşmak istemiyorum . Umi bu haldeyken olmaz . Bir çıkış yolu bulacağım . Son çare savaşmak . Nihayet geldiniz. Kaç saattir burada bu korsanlarla savaştık arkadaşımız yaralandı . Halk ve biz dövüştük ve korsanları yendik .

Yüzbaşı Lee düşünceli bir şekilde gözleriyle etrafı tarıyor.Akiralardan pek hoşlanmadığı belliydi.Ama korsan olsalar da başlarında bir ödül yoktu.Buna biraz güveniyorlardı.Umi iyice yaralı taklidi yapmaya başladı.Yüzbaşı "Siz kimsiniz, koruyucu mu korsan mı? bana korsan gibi geldiniz de! Koruyucu iseniz köy yağmalanırken neredeydiniz? Ayrıca bu arkadaşınızın da durumu gittikçe kötüleşiyor gibi görünüyor.Eğer korsansanız bilin ki buradan elinizi kolunuzu sallayarak gidemezsiniz. " 

Yüzbaşı Lee seslendikten sonra içlerinden biri cevap verdi. Halk ile dövüştüklerini söylüyor. Korsan değillermiş yani. Hiç inanasım gelmedi açıkcası buna. Önlerinde bir yaralı var, ada ne halde. Biraz şüphe çekici ama korsan olmama ihtimalleride var. Dikkatsizce bir davranış bizi zor duruma düşürebilir. Her türlü duruma hazırlıklı olmalıyım. Şu anda 2 tane ihtimal var bu adamlarla ilgili. 1, Korsan olma ihtimalleri, şu an güçten düşmüşler ki masum ayağına yatıyorlar. Veya saldıracakları bir anı kolluyorlar.  Açıkcası mantıklı bir senaryo olur. O zaman o yaralınında takım arkadaşları olduğunu söyleyebilirim. Veya son anlarda kullanmayı planladıkları bir rehinede olabilir. 2. ihtimal ise, masum olmaları. Halk ile birliklte korsanlara karşı savaştık demişti içlerinden birisi. Onları hemen şimdi burada yakalamamızı istemiyorlarsa bize bir tanık göstermeliydiler. Yoksa ben inanmayacağım bunlara. Çok şüpheli bir durumdalar. Bu sırada diğer adamda bize bir gülücük atıp iyiki geldiğimizi söyledi. Eğer masum rolü yapıyorlarsa, çoktan role kaptırmışlar kendilerini. Bu durumda herhangi bir şey yapamayız. Ne saldırabiliriz, ne de tutup yardım edebiliriz. En nefret ettiğim olayın içinde düştük. Korsanlarsa savaşalım, masumlarsa yardım edelim. Ama böyle kuşkuda kalmak... Hiç hoşuma gitmiyor, hiç.

Ben bu adamlar hakkında böyle düşünürken,  ihtimaller kurarken. Yüzbaşı lafa daldı "Siz kimsiniz, koruyucu mu korsan mı? bana korsan gibi geldiniz de! Koruyucu iseniz köy yağmalanırken neredeydiniz? Ayrıca bu arkadaşınızın da durumu gittikçe kötüleşiyor gibi görünüyor.Eğer korsansanız bilin ki buradan elinizi kolunuzu sallayarak gidemezsiniz. " 

Yüzbaşı haklı aslında. Madem koruyucu gibi bir şeydiniz, korsan değildiniz. Köy yağmalanırken nerdeydiniz. Madem korsanları yendiniz. Köy neden bu halde ? Korsanlar nerede ? Çok fazla soru işareti var. İyice şüphelenmeye başladım ben. Bu hissimi, korsan olduklarından şüphelendiklerime yansıtmadan takımıma fısıldayarak söylemeliyim.  Duruşumu bozmayıp, kısık sesle  İsami, Kin ve Yüzbaşı Lee'ye ''Ben korsan olduklarını düşünüyorum. Dikkatli olalım. Ne derlerse desinler. Bence biraz zorlayalım lafı uzatalım, sorular soralım. Eğer korsanlarsa belkide inanmayacağımızı düşünüp, rol yapmaktan vazgeçerler. Korsan değillerse bile bu verdikleri cevaplardan belli olur zaten'' 

Şu içlerindeki saf çocuk çok düşünceli gibi . Yanlarında birliği olmasa acımadan öldürebilirim şu anki ruh halimle . Ama mecburum rol yapacağım en azından umi bu haldeyken olmaz. Akagami iyi söyledi nasıl olsa daha önce umiyle ben ödül avcılığı yaptık . Arkadaşımın dediği gibi biz ödül avcılarıyız teyze bizden yardım istedi bizde hem yardım hemde ödülü varsa para kazanırız diye geldik ve savaştık . Siz daha önce olsaydınız burda ne teyze ölürdü nede arkadaşımız yaralanırdı ! Ayrıca arkadaki çocuk bizde burdayız bir derdin varsa bizde duyalım biz yardım ettik karşılığında suçlu yerine düştük .

Yüzbaşı Lee biraz inanmış gibi görünüyordu.Köylülere Akira'ların doğru söyleyip söylemediğini sordu.Onların cevabı Akira'ları memnun edecek cinstendi.Kurtarıldıklarını söylemişlerdi.Yüzbaşı; Tsuki, Kin ve İsami'ye dönerek:
"Bundan sonra yapabileceğim bir şey yok.Başlarında ödül olduğunu hatırlamıyorum.Sanırım gerçekten ödül avcıları." ardından sesini herkes tarafından duyulabilecek kadar yükseltti ve "Tamam.Sizi bırakıyoruz.Köylülere gereken yardımı yapacağız." bu sözler üzerine yüzbaşı arkasına döndü ve yanındaki denizcilerle gözden kayboldu.


Akira Korsanları denizcilerin gitmesine sevinmişti ve köylülerin de kendilerini haklı çıkarması çok iyi olmuştu.bu yüzbaşından sonunda kurtulmuşlar gibiydi.Köylülere desteği denizciler yapacaktı bu yüzden artık burada kalmalarının bir manası yoktu.

--------------------------------------------------------------------
 
Takım 1 ise sahile geri dönmüştü.Tsuki sandalı denize geri itmek için harekete geçecekken Yüzbaşı Lee onu sol eli ile durdurdu.Size dönerek "Ben tek gidiyorum.Bu adamlardan şüpheliyim.Gidin ve onları takip edin.Kin bu konuda iyidir.Yerdeki cesetlerin başında gerçekten ödül vardı.Bu yüzden onları yanlarında götürdüler mi diye kontrol edin.Eğer götürmedilerse bunlar ödül avcısı falan değil demektir.Bu denden mushiyi de alın.Hızlı ilerlerseniz onlara yetişeceksiniz.İyi şanslar."

Onları takip etmenizi istemişti Lee. Tsuki de zaten onlardan şüphelenmişti ve bu takip olayı onun için çok iyiydi.Bu korsanlarla savaşmayı gerçekten istiyordu.Aklında soru işaretleri de yok değildi.Yüzbaşı korsanların yanında neden kendilerine peşlerini bırakalım diye fısıldamıştı? Eğer cesetleri almazlarsa gemiye haber mi vereceklerdi, vereceklerse gemidekiler nasıl yetişecekti? Sorular ne olursa olsun artık harekete geçmeleri gerekiyordu.Kin "Beni izleyin"

TSUKİ>AKİRA KORSANLARI

İkna oldular nihayet ve gittiler . Köylüde yardım etti. Etmeselerdi buna kalleşlik derdim zaten o kadar yardım ettik onları kurtardık sonuçta . Artık bu adada daha fazla kalmak istemiyorum . Yola koyulmamız lazım denizcilerin olduğu bir adadayız sonuçta . Umi akagami harekete geçelim daha fazla kalmak istemiyorum sahile inip gemimize atlayalım ve bu adadan biran önce ayrılalım .

Korsanları takip ederken, kafamda çeşit çeşit senaryolar kurdum. Böyle bir şey yapmak hem hoşuma gidiyor, hemde daha hazırlıklı olmamı sağlıyordu. Senaryolarımdan bir tanesi, korsanların bize tuzak kurmasıyla ilgiliydi. Belkide farketmişlerdi bizim onları takip edeceğimizi. Düşük bir ihtimaldi ama belkide savaşmak değil yüzyüze savaşmak istemiyorlardı. Yani, tuzak kurup en azından birimizi etkisiz hale getirip savaşmak istiyor olabilirlerdi. Bu senaryo, etrafta biraz daha dikkatli ilerlememiz gerektiğini hatırlattı bana. Herhangi bir saldırı anında ise kendimi öne atıp tuzağı etkisiz hale getirecek büyüklükte bir Shinra Tensei yapmayı düşünüyordum. Ama şüphelendiğim şey olmadı aradan 45 dakika geçti ve olay yerine sağ salim geri döndük.

Alçak herifler, kandırdılar bizi. Cesetler yerinde duruyor. Bir korsan avcısının asla kaçırmaması gereken bir fırsat olmasına rağmen almamışlar cesetleri. Yorgun olmanızı anlarım ama en azından bir tanesini almaları gerekmez miydi ? Kesinlikle korsan bunlar. Veya daha değişik bir grup. Bilemiyorum, ama peşlerinden gidip yakalamalıyız. Köylüler, oradan oraya koşuşturup bize garip garip bakıyorlardı. Ama onlarla ilgilenecek zamanımız yoktu. Hemen yola koyulmalıydık.

Korsanları yakalarız diye tahmin ediyorum. O yaralı olanın arkadaşları olduğu kesin gibi. Olay yerinde yoktu. Rehine falan değil demek ki. Bir yaralılarının olması onları yavaşlatır. Bizde 3 kişilik bir grubuz. Yüzbaşı'dan ayrılmamız bence iyi oldu. Savaş gücü düştü ama takip işinde en başından beri dediğim gibi 3 kişilik bir grup idealdir. Kin sayesinde korsanları yakalamıştık. Sessizce takip etmeye devam ettik. İsami şimdiye kadar aptalca bir şey yapmadı. Görev esnasında, ciddi bir tavır takınması hoşuma gitmişti açıkcası. Kin desen bu görevde şimdiye kadar en iyi rolü üstlenmişti. Onun sayesinde adamlara yetiştik. Şimdilik ben pek bir şey yapamadım. Bu beni biraz gaza getirmişti açıkcası.

Şehir bayağı gürültülüydü. Bu yüzden  adamlarla aramızı biraz daha kapadık. Daha yakından takip ettik. Gemiye binip gidecekler sanırım. Ne yapmalıyız ? Ya burada savaşacağız, yada bir gemi bulup takip edeceğiz. Gemi bulma işi bence saçma. Yeterince takip etmedik mi ? Hem bulacağımızda garanti değil. Bulsak bile kaybedebiliriz. Kaybetmesek bile eninde sonunda savaşmayacak mıyız ? Ne diye kovalamaca oynayalım ki. Adamlar her an gemiye binebilir. Bu sırada İsami, ne yapacağımızı sordu. Bence hemen durdurmalıyız. ''Bence gemiye binmeden durduralım. Gemimiz yok, bulabilsek bile kaybedebiliriz. Yeterince takip etmedik mi bunları ? Eninde sonunda savaşmamız gerekecek. Bence burada durduralım!''